bal kopugu

don't tell me what i can't do.
(see: lost)

aşk denilen şey gençlik heyecanından ibaret.

beni nasıl sevdiysen seni de öyle sevsinler.

sen el kadar bir kadınsındır
sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
bazı ağaçlara kapı komşu
bazı çiçeklerin andırdığı
iş bu kadarla bitse iyi
bir insan edinmişsindir kendine
bir şarkı edinmişsindir, bir umut
güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
saçlarınla beraber penceredeyken
besbelli arandığından haberli
gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
sevgili

(see: cemal süreya)

yakarsa dünyayı garipler yakar.

üniversite okuyarak güzel bir işinizin olacağınıza inanmak. sonucu feryat figan olan olaylardan biri.

(see: hafta sonu)
(see: tatil)

parmak arası terlik şeklinde olan topuklu ayakkabılar. bundan daha varoş bir şey gördüğümü sanmıyorum

alacakaranlık filmindeki jacob.

kendi hayatına odaklanmak isteyen insandır, farklı bir sorumlulukla uğraşmak istemez.

zaten aşklar hep yalan dolan
sonu hep sızı hüsran

bir süredir gelmesini beklediğim uygulama.

kırmızı ışıkta durmak.

akrabalarımın evime girmesine izin veriyorum. bence yeterince misafirperverim.

hırbo