dieogo dur allasen

insanların maddi sıkıntılardan, torpil yüzünden intihar ettigi bir ülkede böyle derdi olana küfretmek hukuken hak olmalı

(see: er doğan'ı kurtarmak)

kendinize değer verin. lafta değil ama. ve rotaniz keyfiniz olsun. hesap yaparak, üç kuruş para biriktirme veya boktan bir apartman dairesi almak gibi hayaller kurmayın. bu kadar küçük bir dünyada köle olmayın.

kar yağışı. kat bahçen varsa bi de elinde sıcak çikolata ile orada saatlerce kalabilirsin. kafayı resetlemek için müthiş aktivite.

nitelikli eğitim veremezler, milli bir görev yaptıklarının bilincinde olmazlar. en büyük meraklısı ise bayram tatilinin 9 gün olup olmayacağıdır.

demek istediği şu: seninle ilişki istemiyorum. nihayetinde tablodan bu anlam çıkıyor.

günümüzde her ilişki, bir giyim mağazasındaki prova odası gibi. insanlar ilişki ile kıyafet değiştiriyor sadece. o yüzden de dert etmiyorlar yeniyi eskiyi.

sila-ceylan ertem bugünüm sensiz geçti

evli akranına göre ruhen az 10 yaş daha genç olan şanslı erkektir.

okumuş insana gerçekten düşmanlar. eskiden böyle değildi çok saygı duyarlardı ama şimdi tam aksi. okumuş birine şeytan muamelesi yapıyorlar ve ülkenin hali ortada.

antik yunan'da 50 yaşından sonra bir çocuğa sahip olmayacağına inanılan erkeklerin teselliyi oğlanlarda ararmış. doğum kontrolleri gelişmediği için cinsel ihtiyaçlarını gidermek isteyen +50 erkekler kimi zaman diğer erkeklerle, kimi zaman öğrencileriyle birlikte olurlarmış.
ve o dönemlerde de bu normal karşılanan bir durummuş. eflatun öyle anlatıyor. bence ibneliğe kılıf arıyor.

seans başına 300 dolar isteyenini duydu bu kulaklar. abla ben o parayı bir rusa versem zaten kendime gelirim.

insan kendini tanımalı öncelikle. illa bir kalıba sokup, kravat, papyon vs diyerek olacak şey değil ki bu.
bence ne giydiği değil, nasıl koktuğu önemli swh.

asla demek çok iddialı. bunu diyebilmek için ülke olarak bu hususta mücadele etmiş ve değişim için çabalamış olmamız gerekir. baktığım zaman böyle bir endişe göremiyorum ben.

bir rus atasözü diyordu ki eğer bir rus'u mutlu edersen, o da seni eder. yok edemezsen, bütün mahalleyi mutlu eder.
bu sözü iyi anlayın, sonrası öz güvenize kalmış. sonra ayranım döküldü diye ağlamak yok ama.