hayat muavini

ilginç bir yazar.

arada denk geliyorum.
yazmaya devam etsin biz de okumaya devam edelim.

sözlüğün en aktif yazarlarından. ve her denk geldiğim entrysinde yeni bir şey öğreniyorum. seviliyorsunuz sayın yazar.

az da olsa kumar oynuyorsun,oynama.

turunçgillerden sofralara en çok yakışan ve yemeklerde, salatalarda, çorbalarda, çaylarda en çok ihtiyaç duyulan meyvedir. suyu tam bir şifa kaynağı ve c vitamini deposudur. özellikle yaz mevsiminde kabuğundan ve suyundan yapılan limonata tam bir lezzet şöleni çıkarır ortaya.

evvel zaman içinde mutfakta limon sıktıktan sonra elimde kalan çekirdeklere bakıp, bunlar çöpe gitmemeli, doğaya kazandırılmalı, dedim. o anın coşkusuyla kendimi bir tarım devrimi başlatıyormuş gibi hissettim. gözümde canlanan sahne şuydu: balkonda mis gibi limon kokan bir ağaç, dallarında koca koca sarı limonlar, gelen misafirlere, bahçeden yeni topladım, diye artistlik yapmalar

ilk iş olarak internetten, limon çekirdeğinden limon ağacı nasıl yetiştirilir? diye araştırmalara başladım. meğer olay sandığımdan da basitmiş. çekirdekleri suda beklet, toprağa ek, sulamayı unutma, sonra gelsin limonlar. heyecanla işe koyuldum.

çekirdekleri özenle yıkadım, saksıya tek tek yerleştirdim, üzerlerine nazikçe toprak serptim. sonra da gözlerimi diktim, büyümelerini bekledim. tam 30 saniye boyunca. ama bir hareket yoktu. biraz işkillendim ama sabırlı bir insan olarak bilinirim, bi iki saat beklerim dedim.

günler geçti. her sabah gözlerimi açar açmaz saksıya koştum. bugün limon ağacı fışkırmış olabilir, diye ümitlendim. ama toprak hala dümdüz. içimden, acaba geceleri mi büyüyor? diye düşündüm ve bir gece saksının başında nöbet tuttum. sonuç: sıfır gelişme, bolca uykusuzluk.

bir hafta sonra minicik bir filiz çıktı. sevinçten neredeyse ona isim koyuyordum. olası isimler: limoncan, sarı, vitamin bey. artık sabahları ona günaydın diyerek suluyor, büyümesi için klasik müzik açıyordum. birkaç ay içinde saksıda minik bir bitkim vardı.

dedim, tarım devrimini başlattığıma göre bilimsel devrim aşamasına geçebilirim, sonra ver elini sanayi devrimi. bilimsel devrimi tarım üzerinden yapmak için limonlarla ilgili araştırmaya başladım, neyse ki internet benden önce bulunmuştu. botanik biliminde çığır açacak çalışmalarım hazin şekilde çekirdekten yetişen limon ağaçlarının limon vermeyeceğini, vereceği tutsa bile 10 seneden önce beklememek gerektiği aydınlanmasıyla sonuçlandı.

demek bizim proje, emeklilik projesi oldu. aya sert insem daha kısa sürede sonuç alırım, dedim kendi kendime. acaba koka ocaklarına girip hava savunma sistemi mi üretsem dedim bir an sonra kurşuna alerjim olduğunu hatırlayıp vazgeçtim. öksürük yapıyor üstünüze afiyet.

"bir markete gidip limon almak 10 saniye, çekirdekten yetiştirip meyve almak 10 yıl. kim kazandı? kapitalizm." kahrolsun kapitalizm, dedim sonra, içime doğru dedim, nolur noolmaz takarlar bileziği, zaten bu limon da anarşik gibi görünüyor artık gözüme.

bence bir kanun çıkmalı ve psikolojimizi bozan kimse, psikolog masraflarımızı da o karşılamalı. trafikte bile kusurlu isen karşı tarafın masraflarını ödemiyor musun? bir insan, arabadan daha değersiz olabilir mi?

kendini bulmaktır. kendini bulan bu dünyayı ve sistemi yaratıp düzene koyanı bulur, bulamayan bulsa bulsa başına bela bulur.

nereden geldiğini, neden geldiğini, nereye gideceğini anlamaya çalışmaktır.

hiçbirimiz sonsuza kadar bu dünyada kalmayacağız, gelenler kalmadı gittiler.

hırsa, inada, kalp kırmaya gerçekten değmeyecek kadar değersiz bu dünya.

mal, mülk, para, güzellik, yakışıklılık, zenginlik.. yo dostum yo geçici olan şey nasıl zevk verebilir ki insana? zevk almak sonsuza dek sürmeli ki yokluğu acı çektirmesin.

demek ki bu kavramların yaşanacağı daha büyük ve sonsuz bir yer var, burası sadece vitrin.

misafirhane sahibinin emirlerine uymaktır hayatın anlamı

psikolog arkadaş edinin.

kurtlar vadisi'nin esas kızı. dönemin genç yeteneği özgü namal tarafından oynanmıştır.

--spoiler--
ali candan'ın yavuklusu olan elif, annesi ve ergen irisi mafya özentisi kardeşiyle yaşayan bir avukattır. nişanlısı ali'nin ölümüyle hayata küser.
o günlerde, kanlıca sırtlarındaki bir mahalleyi satın alarak malikleri kapının önüne koyan şevko'ya karşı mahalleli tarafından tutulur. kendisini taciz eden mafya babası şevko'ya karşı duran emmiden yardım ister. emminin ölümü üzerine yeğeni polat alemdar ile tanışır. derken polat'ın ortağı süleyman çakır ile başka bir davada karşı karşıya gelirler. ama
ortağı canan'ın mafyatik sevgilisi erdal kömürcü tarafından dağa kaldırılması ve kardeşi eren'in erdal'ın suçunu üstlenerek hapse girmesi üzerine mafyadan yardım istemek zorunda kalır ve o günden sonra çakır ve polat'ın vekaletlerini alır. artık mafya avukatı olarak anılırken bir tesadüf sonucu ali'nin kgt elemanı olduğunu öğrenir. "o zaman bu ölmemiş olabilir" diye şüphelenip mezarı açarak dna testi yaptırdığında da mezardaki iskeletin ali'ye ait olmadığı ortaya çıkar. ali yaşıyordur...
elif ali'nin izini sürerken, onu yurttan alarak evlat edinen nazife anneyle ömer babaya çocuğu veren yurt yöneticilerini araştırır. aynı anda mehmet karahanlı da küçükken kaçırılan oğlu efe yakup'u aramaktadır ve yolları kesişir, zira ali adı verilen çocuk efe yakup karahanlı'dır. öte yandan elif, içten içe polat'a aşık olduğunu hisseder ama ali'nin anısına saygısızlık etmemek için ona tam olarak karşılık veremez.

tapınakçıların ali'nin sesiyle yönlendirdikleri elif son sezonun başında trafik kazası geçirir. önce bir bacağı kesilir, sonra "zaten belden aşağısı felç" denir, derken ali'yle polat'ın aynı kisi olduğunu öğrenen nazife anne elif'e müjdeyi verir ve elif şoka girerek beyin ölümü gerçekleşir. polat son defa elif'in yanına gelip onunla helalleştikten sonra fişini çeker. daha sonraki dizilerde de hiçbir ilişkisi (çocuğunun annesi ebru dahil) uzun süremez, belki de ölümsüzlüğün diyeti olarak...
--spoiler--

sitemleriniz, istekleriniz, dilekleriniz, temennileriniz.
hepsini görüyoruz, görmekle kalmayıp not alıyoruz. not almakla da kalmayıp, eyleme geçiyoruz.

ve sizlere artık bir müjdeyi vermek isteriz ki yakında mobil uygulamamız hizmetinizde olacak. biz, her şey kusursuz olacak demiyoruz. ama gördüğümüz her kusuru ivedilikle gidereceğiz diyoruz. sizlerden biraz daha sabır rica ediyor, bol entryli günler diliyoruz.

kurtlar vadisi'nin baronu. ilk iki sezonun muktedir adamı, üçüncü sezonsa öbür yanını gördüğümüz bir baba.

--spoiler--
görünüşte türkiye'nin en zengin iş adamıdır. abd'ye yakınlığıyla bilinir, büyük ortadoğu projesi konferansında açılış konuşması yapacak kadar amerikan çıkarlarını savunur. yeraltındaysa, yeraltı dünyasının en büyük örgütü olan kurtlar konseyi'nin baronudur. istediğini öldürür, istediğini yaşatır, kalemini kırdığı kişi yok olur. ulaşılamaz bir güçtür, sadece konsey üyeleri ve bazı politikacılar köşküne yahut üsküdar'daki oteline gelip kendisiyle görüşebilir. diğer tüm görüşmelerini onun adına sağ kolu kılıç yapar. en büyük o mudur bilmiyoruz ama çok büyüktür... peki bu mağrur adamın sırrı nedir? anlatalım:

kendisi 1960'larda mit adına görev yapmış, kıbrıs'ta türk mukavemet teşkilatı'nı örgütleyenler arasında yer almıştır. buradaki bağlantıları sayesinde başta paravan görevi olarak gördüğü şirketleri iyice büyütür. tabii paracanlılığı sayesinde mit'in sırlarını da israil'e satmaya başlar. derken partneri abbas ustaoğlu'nun (kod adıyla aslan akbey) kardeşinin ölümüne neden olunca abbas intikam yemini eder. karahanlı'nın oğlu efe yakup'u kaçırır. tüm gücüne ve sınırsız nüfuzuna rağmen bugüne kadar oğlundan tek iz bulamayan, karısı nergis hastalanan ve kızı safiye türkiye'ye giremeyen mehmet karahanlı, ekmeği çok tuzu yok bir hale dönüşür.

ikinci sezonun finalinde huzuruna gelen polat alemdar'ın kalemini kırmak üzereyken üç kere hapşırması üzerine "oğlu olabileceğinden" şüphelenerek onu yakınına alır. zaman içinde oğlu efe'nin izine rastlar ve "ali candan" olarak büyütüldüğünü görür, karısıyla beraber nazife anneyle ömer babayı ziyaret ederler. her ne kadar "ali öldü" dense de yaşadığı da bilinmektedir, sevgilisi avukat elif eylül dna testi yaptırarak mezardaki iskeletin ali'ye ait olmadığını ortaya çıkarmıştır. velakin oğlunun polat alemdar olduğunu öğrense de onunla yüzleşemez...

1 mart tezkeresini meclisten geçirememesi ve tüm nüfuzunu konsey içi çatışmaları yönetmeye harcaması sebebiyle konseyin bağlı olduğu mason locasında yargılanan mehmet karahanlı en sonunda locada yapılan bir törenle infaz edilir. ertesi sabah sultanahmet'teki dikilitaş'ta ölüsü bulunur...
--spoiler--

pek çok tiyatrocuya hayatlarında o güne kadar görmedikleri paraları kazandıran kurtlar vadisi, zafer ergin'e de bu rol sayesinde ikinci baharını yaşatmıştı.

kurtlar vadisi dizisinin 86 bölümü boyunca yok edilmesine çalışılan kötü oluşum.

--spoiler--
abd ve israil menşeili masonik bir örgüte bağlı olan bu kurum, türkiye'deki suç piyasasının yüzde 90'ına egemendir. yurtdışına derin bağlantıları olan konsey, mason locasının onayıyla konsey içinden seçilen bir baron tarafından yönetilir. dizinin ilk sezonunda bu konseyin kadrosu şöyleydi:
zafer ergin - mehmet karahanlı (baron)
attila olgaç- ali yağızgil (kılıç- baron'un sağ kolu, onun emirlerini alt birimlere iletir)
tarık ünlüoğlu - testere necmi (baron'un diğer maşası, infaz vs işleri halleder, konsey için çalışan gangster gruplarını yönetir)
istemi betil - laz ziya (silah sorumlusu, ülkenin en büyük armatörü ve kaçakçısı)
baykal saran - hüsrev ağa (eroin sorumlusu, ülkenin en namlı eroin tüccarı)
haldun boysan - tombalacı mehmet (kumarhaneler kralı)
adnan biricik - nizamettin güvenç (avukat, bürokratik işlerle ilgilenir)
nişan şirinyan - samuel vanunu (borsa manipülatörü, tüm siyonist lobilerle güçlü bağları vardır).
2. sezonda bu kadrodan tombalacı ve testere necmi ölür, ertesi sezon yerlerine ünlü tefeci iplikçi nedim* ile konseyin tüm sınır işlerini halleden eski müsteşar tuncay kantarcı* gelirler. hüsrev ağa da 3. sezonun başında infaz edilir, yerine polat alemdar tarafından hapisten helikopterle alınan türk escobar halil ibrahim kapar namı diğer halo* gelir. ayrıca 3. sezon tapınakçılar başarısızlığı sebebiyle mehmet karahanlı'yı da ortadan kaldırır. konsey baronluğuna iki aday çıkar: laz ziya ve samuel. laz ziya, samuel'in karısının ihaneti üzerinden şantaj yaparak onu adaylıktan vazgeçmeye zorlar, samuel de konseye laz ziya'yı ifşa edip "bana şantaj yapıyor" diye konseyden attırır ama adaylığını da geri çekmek zorunda kalır. nitekim iki adayın da ekarte olmasıyla baronluğa genç ve dinamik polat alemdar seçilir. aslında polat'ın baron yapılması, konseyin tasfiye edilerek onun da bir günah keçisi ilan edilmesinin başlangıcıdır. nitekim kısa bir süre sonra nizamettin güvenç temiz toplum kampanyası başlatarak laz ziya ve tuncay'ı gözaltına aldırır, kılıç ve halo son anda kaçarak saklanırlar, samuel ve iplikçi nedim öldürülür ve cinayetler de polat'a kalır. polat ise halep'te beşar esad ile lübnan'ı karşı karşıya getirecek bir eyleme zorlanır, sonunda oradan kaçar, ülkeye dönüp nizam'ı halleder.

kgt'nin bir numarası aslan akbey ilk bölümde yarattığı süper ajan polat alemdar'a nihai hedef olarak bu yapıyı içten çökertmesi görevini vermiştir. mafyada yavaş yavaş tepeye tırmanması hep bu amaç için olacaktır. ancak polat'ın dahi bilmediği, aslan amcanın gençken ağır kazık yediği mehmet karahanlı'nın oğlunu kaçırıp kanlıca imamı ömer babaya evlatlık verdirdiği ve onu da sonra öldürüp polat alemdar olarak sahaya sürdüğüdür... yani babayı oğula kırdırma peşindedir aslan akbey. kimbilir, eğer zafer ergin erkenden diziden ayrılmasa (ki atilla olgaç'a göre tüm konsey efradı ayrılmak istemiş, hepsine yapım ikişer kat maaş vererek dizide tutmuş, zafer ergin yine de çıkmak istemiş ve çıkış senaryosunun hazırlandığı bölümler için üç kat ücret almış) belki de polat öz babasıyla yüzleşecek, devlet tarafından da kullanıldığını anlayıp babasının imparatorluğuna veliaht olacak, belki de kendisini gözetlemek için yanına verilen abdülhey tarafından öldürülecekti...

* işbu kadrodan tarık ünlüoğlu, baykal saran, istemi betil, sönmez atasoy, haldun boysan, ismail incekara ve osman wöber artık hayatta değil.

--spoiler--