entries (545) - page 36

navigate to the topic list
  • super mario

    yalnızca bir tesisatçı olmakla kalmayıp aynı zamanda prenses peşinde koşmasıyla nam salan, adeta tarih kokan bir oyun karakteri. atarilerde bu karakteri oynayıp da bu başlığı okuyanlar bir miktar maziye gidip gelmiş olabilirler şu an.

  • ezio auditore da firenze

    assassin's creed 2 oyunu ile hayatımıza giren, bununla birlikte serinin devam oyunları, assassin's creed brotherhood ve assassin's creed revelations oyunlarında da karşımıza çıkan, benim için oyun dünyasının gelmiş geçmiş en karizmatik karakterlerinden biridir. karakter ayrıca seri için de çok önemli bir yerdedir, zira karakteri doğumundan itibaren görmüş olmak, karakter ile istemsiz bir bağ sağlıyor. acısını, sevincini, her anını birlikte yaşıyor, görüyor, oynuyoruz.

  • kibir ve özgüven arasındaki fark

    kibir direkt olarak kendini bir konuda, bir alanda büyük görmek olayı. özgüven ise yine bir konuda yahut bir alanda onu yapabileceğine dair kişinin kendine duyduğu güvendir. özgüvenli olmak, olması gerektiğinden fazla olmadığı sürece kişiye olumlu etkiler sunar. fazla özgüven hali ise kişiyi olur olmadık yanlışlara götürebilir. ve hatta bana kalırsa kişinin olması gerektiğinden fazla özgüven sergilemesi de kibre yol açar.

  • youtube premium

    kullanmakta olduğum premium uygulamalar arasında bana göre en faydalısı. reklam görmüyorum, youtube müzik uygulamasını dilediğim gibi kullanabiliyorum. arka planda kullanabiliyorum falan. bence gayet iyi, fiyat performans. zaten en yaygın kullandığım sosyal medya uygulaması da youtube.

  • mehmet karahanlı

    dizide seyir zevki yüksek olan karakterlerde benim için aslan akbey ile aynı sırayı paylaşır. sahnelerini pek geçtiğimi hatırlamıyorum. gayet ailesi ile normal sohbet ettiği sahneleri bile geçmiyorum.

  • tatile gitmek lüks mü ihtiyaç mı sorunsalı

    tatil için özellikle uzak bir yere gitmek değil ama benim tatilden anladığım örneğin haftanın en azından iki günü dinlenmektir. bana göre de bu dinlenmek lüks değil gayet ihtiyaçtır. ne şekilde dinlenmek istediğiniz elbette arzuya göre değişir fakat ben mesela mümkün oldukça hafta sonu öğlene kadar uyurum, bazen olur uykumu almışımdır o sebeple erken uyurum, öğleni beklemem. ama benim için hafta sonu uykusu çok önemlidir. onun dışında şu sıralar, daha doğrusu uzun süredir üzerimdeki asosyallik hali nedeniyle sadece evde duruyorum, ya telefon ya youtube falan bir şekilde zamanımı bunlarla evde geçiriyorum, hatta direkt olarak yatağımda. artık buna pineklemek mi denir, tembellik mi denir, dinlenmek mi denir bilmiyorum, fakat uzun süredir benim hafta sonu tatillerin böyle geçiyor.

    onun dışında örneğin bir deniz kenarına tatile gitme arzusuna sahip değilim, bu gibi şeyleri dinlenmekten çok yorulmak olarak görüyorum, en azından şu an hayatın bana sunduğu imkanlar dahilinde böyle.

  • excel kullanmayı iyi derece bilmek

    kesinlikle birçok anlamda fayda sağlıyor, bütçenize uygun gelir gider tablosu mu yapacaksınız, tam arzunuza göre. çeşitli borçlarınız var ve ödemek için bütçe mi ayırmanız gerek, yine tam arzunuza göre. özellikle de çeşitli inceliklerini bilirseniz zaten mükemmel biçimde işinize yarayan bir araç haline geliyor. yıllardan bu yana halen kullanıyorum. her anlamda da kolaylık bakımından faydasını görüyorum.

  • ramy

    gain platformunda izlemiş olduğum, amerika'ya yerleşen mısırlı bir aileyi anlatıyor. bu aile bir erkek bir kız olmak üzere iki çocuğa sahip çekirdek bir aile. dizinin adındaki ramy de bu ailedeki erkek çocuğu. elbette ki genel olarak dizi onun hikayesi üzerinden gitse de dizide ramy'nın kız kardeşi, babası, annesi hatta dayısına kadar diğer karakterlerin de hayatından çeşitli durumlarını görüyoruz. dizinin türü dram-komedi, bunu baştan belirmiş olayım. son zamanlarda izlemiş olduğum bolca keyif sunan içeriklerden biri. ramy karakter olarak bir arayış halinde, din arayışı, hayatı yaşama arayışı, artık her ne derseniz. bu sebeple birçok insanın kendisinden de bir şeyler bulabileceğini hissediyorum bu dizide. dram tarzını da seviyorsanız özellikle tavsiye ederim, bölüm süreleri zaten oldukça kısa, yerinde, tadında.

    izlemek isteyenlere, keyifli seyirler dilerim.

  • mola yeri soğuğu

    bir an aklıma üniversite okurken ilk yıllar otobüsle gittiğim süreç geldi, mola yerleri oldukça soğuk olurdu. gerçi son zamanlarda yaptığım bir iki otobüs yolculuğunda da fark ettiğim üzere mola yerleri halen oldukça soğuk. bir de otobüs yolculukları gerçekten çok fena yoruyor, uyusan doğru düzgün uyuyamıyorsun, şekilden şekile giriyorsun. ayağın bir yerde kafan bir yerde oluyor falan, hatırladıkça resmen bir yerlerim ağrımaya başladı.

  • yazarların ip sözlük'te yazma amacı

    yazmayı seviyorum, burası da gördüğüm kadarıyla oldukça yeni, yepyeni bir oluşum. böyle bir oluşumun da ilklerini, aynı zamanda ilkelerini oluşturan kişilerden olmak manasında yazıyorum. umarım yakın zamanda mobil uygulaması da çıkar.

  • oruç

    oruç benim için en keyifli ibadetlerden biridir. yalnızca ibadet olarak da değil bana huzur ve mutluluk vermesi sebebiyle çok da severim. ramazan dışında da hatta kendim şöyle bir oruç modeline başladım, açıklayayım. bir hafta, hafta içi her gün oruçlu oluyorum. sonraki hafta hiç tutmuyorum. sonra diğer hafta aynı şekilde devam ediyorum. yani anlayacağınız iki haftada toplamda beş günü oruçlu geçiriyorum. bunu geçtiğimiz bu hafta itibariyle beş hafta içinde toplam on beş gün tuttum, bu beni oruçlu olmadığım zamanlarda da az yemek yemeye teşvik ediyor. vücudu sürekli yemek yemekle doldurmak, çalıştırmak yerine daha huzurlu, mümkün oldukça sağlıklı, temiz bırakmak anlamında da mantıklı bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

  • kurtlar vadisi

    dizinin yayınlanmakta olduğu yıllarda henüz ilkokuldaydım, ikinci, üçüncü sınıf falan. belki bir iki sınıf fazlası. ama o sıralarda da hep izliyordum. hatta özellikle 60-70'e kadar izlediğimi hatırlıyorum o dönemde. bir de son bölümler falan. o dönemde tabi yaşım itibariyle kaliteli diziden çok tv'de keyifli bir içerik olarak bakarken aradan yıllar sonra, youtube'da denk geldikçe açar izler, ne kadar kaliteli bir dizi olduğunu izledikçe hissederim. gereksiz ve alakasız övgüler bir yana izledikçe sahne aralarında ne kadar güzel işlenmiş olduğunu, bazen youtube yorumlarında kaçırmış olduğum, fark etmediğim detayları görünce, cidden eşi benzeri en azından benim nezdimde görülmemiş bir dizi olduğunu anlıyorum. dizide karahanlı için söylenen bir repliktir, en büyük o mu bilmiyorum ama çok büyük şeklinde. bu söz dizide karahanlıyı güzel tarif ettiği kadar dizinin kendisini de güzel tanımlayan özet niteliğinde bir sözdür.

  • küçük iskender

    buradaki ilk tanımımda, "insana huzur veren şeyler" isimli başlık altında küçük iskender sevgimi belirtmiştim. madem başlığı yokmuş, başlık beraberinde ilk tanım da benden olsun dedim.

    kendisini uzun süredir çokça severek okumaktayım. kim bilir aramızdan ayrılmasa belki daha ne mükemmel eserler bırakacaktı. eser tavsiyesi almak isteyenlere, benim de severek okumuş/okumakta olduğum, underground otopark, hasta hayat depoları, lezzetli tümörler lokantası olmak üzere toplamda 3 eserini ilk olarak özellikle tavsiye ederim. benim en çok sevdiğim eserleri bu üçü oldu.

    bunların haricinde, bunlardan sonra, iskenderi ben öldürmedim(yanlış hatırlamıyorsam okuduğum kitapları arasındaydı), the god jr ve periler ölürken özür diler isimli kitaplarını da ek olarak tavsiye ediyorum. birçok favori şiirim de vardır, belki onları da başka bir tanımda paylaşırım.

  • sert iniş

    bu yaşıma dek muhtemelen 20'den fazla kez uçuş deneyimim oldu, sert inişe denk geldim mi pek hatırlamıyorum ama muhtemelen yaşanmıştır.

  • mutluluk

    ipsözlükte açmakta olduğum ilk başlık. şimdi sözlüklerin haliyle bir olayı var bildiğiniz gibi olmayan bir tanımı arattığınızda yok vs gibi şeyler çıkar ya. burada da şey çıkıyormuş, mutluluk diye arattım işte, baktım ki tanımlanmamış, boş yani. sistemsel olarak da şey çıkıyor. "böyle bir şey yok." mutluluk biraz da bu aslında, yani aramakla bulunacak bir şey mi pek emin değilim. arayınca pek bulamıyoruz işte. anın içerisinde kendimizi keyiflendirebilecek eylemler ile ancak bunu sağlarız. en basitinden çikolata yemek gibi, ya da bir film izlediniz diyelim, o filmi seversiniz ve o an mutlu olursunuz, anlardadır bana göre. uzun süreçler halinde mutluluk kavramının bulunduğuna pek inanmıyorum.

    ipsözlükte olmayan tanımları aratırken çıkan yazı gibi işte. "böyle bir şey yok."

« / 37 »