sevmeyeasik

sevdiğin ile her şeyden kaçıp, başını omzuna yaslayıp ve huzuru hissetmekse lüks, diğer türlüsü ihtiyaç.

para, çok net bir şekilde.

ilk kez baba olduğu an.

herkes kendine göre bir bataklıkta ve bazıları yıldızlara bakmayı biliyor.

ilginç bir yazar.

devlet kurumuna atanıp farklı şehre gitmek.

deliler.
ben hayatımda ikizler olup deli olmayan birini görmedim. siyasiler bile zor insanlar. napcakları belli olmuyor bir anda yapmaz yapamaz diyorsun pat diye yapıyorlar asla denge, düzen, nezaket zarafet kitaplarında yok. ama esprili eğlenceli. gamsız, sorumsuz tipler. bu kadar söyleyeceklerim...

yine ben ...
tabi ki de bu başlığı boşa açmadım, moralim bozulduğunda yazmak için.
biraz küfür edebilirim o yüzden burada yazacağım...
atatürk vatanı satmadı aq malı sen sadece boş boş konuşuyorsun, karşıma geçip konuşmaya cesaret veren zaten atatürk...
küfür etseniz, hakaret edin neye yarayacak?
savunduğun bana söylediğin şey seni siksin. tabi ki de beni susturamazsın mal sen karşında çıt kırıldım kız mı var sanıyorsun ? tabi ki de küsüp, ağlayıp köşeye çekilmicem. lan seninle muhatap olduğum şu kaderi ve o anları siksinler bıktım lan hepinizden, değeri belki beş kuruş eden adamlarsınız. *tanrı size asla merhamet etmesin...

edit; sinirden konuşuyorsunu unutmuşum aşk olsun yani uyarmıyorsunuz da...

önemli tabi ki de.
ben bir erkeğin dış görünüşüne aşırı dikkat ederim hatta tanıştırıldığım bir kaç adamı bu yüzden reddettim.

asla erkek arkadaşınızla özel durumları anlatmayın. kız gruplarınızı, kız arkadaşlarınızı sevin ama erkek arkadaşınızla ilgili olayları gruba anlatmayın çok fazla. işte alacağınız hediye de fikir alın ama bu şekilde spesifik olsun. şunu unutmayın en çok yakın çevrenizden aldatılma ihtimaliniz var. her ne olursa olsun özeldir yaşadığınız şeyler ve bunlar size ait, kötü olsa bile mutlu olduğunuz, zevk aldığınız şeyleri üç kuruşa satıp o anları değersiz yapmayın. örneğin tatile mi gidiceksiniz ? balıkesirde ufak bir tatile çıkalım dedik ya. diyin ama neler yaşadığınızı anlatmayın, size davranışlarınızı mesela. o adam her şeyden önce sizin kendinize saygınız.

ilk itiraf benden gelsin.
çocukluk arkadaşı olan biz, arkadaşlığımızın bitmesi iyi oldu. babam gibi düşünüyorsun ama ben sen gibi düşünmüyorum diye bana yobaz diyorsun. biz de sizlere diyoruz ama bunların bir önemi yok, zaten devlet yardımı olmasa yaşam sana zor olacak. üzülmüş gibi davransam da aslında her şeyi annem değil ben yaptım. annem ise sizin bize gelip gitmeyin diye öyle davrandı. atatürk ile bir tuttuğun adama bak.
yaptığın hiçbir şey yok, ne olursa olsun bu şekilde kaybedeceksin ve ellerimle yaptım şikayet eden de bendim. belki seni karşıma alamam belki kavga edemem sadece görüşümü söylerim ama atatürk ile bir tuttuğun adam sonra habire restleşip laf söylemen fakat sessiz kalma zorunluluğum da vardı her ne kadar görüşümü savunsam da.
üzgünüm polise şikayet eden bendim ama hak ettiğinizi yaşıyorsunuz. bakma bunu biricik saplantılı sevdiğim için ekşiye yazmadım ama üzgünüm. iyi yaptım pişman değilim, geçmiş olsun hayatım.
(see: senin gözüne inen perdeyi siksin tüm ankara)

edit: harf hatası

ankara'da uzak ev seçin hem lüks hem de her kesime hitap etmez.

neden 6 şubat depremi yok; canım hatayım yerle bir oldu. kaç gece ağladım. antep'ten kuzenlerim geldi onların evi sağlam da hatay'a çok üzüldüm çok.

bu ara küçüklük günlüğümü buldum sandığın içinde bir sürü şey yazmışım. ne kadar zor ve ağrılı günlermiş şuan siyaset bilmem ne hepsi aslında boş o an yaşadıklarım şimdi ile kıyaslanamaz. koca günlüğe yazdığım en büyük isyan neden betüş peri gelmiyor 2 3 gündür günlüğümü okuyorum ne üzücü.

huzur, sağlık...