bazen kalbim, geçmişin izleriyle dolu bir sergide gezinir gibi. o günler, bütün o sözler, o anılar... her biri özenle işlenmiş, silinmeyen bir nakış misali ruhumun en derin kıvrımlarında. yine de ne kadar özlesem de bu yeniden bir araya gelmeyi arzuladığım bir davet değil, sadece sigara dumanı gibi boğucu ama elle tutulamaz. çünkü ayrılığın kesin çizgileri çizilmiş, eller birbirini bırakmış, artık kendi yolumuzda yürüyen, birbirinden kopmuş geçmişimizin gölgesi olmuşuz.
unutmamak, aslında aşkın ve hayatın bir lütfu belki de; her hatıra, geçip giden zamanın ardında bıraktığı eşi olmayan bir iz. gerçekten yaşadığımın bir kanıtı-benimle birlikte ölecek olsa da. gözlerimi kapattığımda, birlikte…