satrancın ruhunu en iyi anlatan taş, hiç şüphesiz attır. at, satranç tahtasının en gizemli ve şiirsel taşıdır. diğer taşlar gibi düz çizgilerde ilerlemez; onun hareketi bir dans gibi zarif ve öngörülemezdir. zikzaklar çizerek ilerler, adeta tahtanın üzerinde bir şiir yazar. bu özelliği, onu diğer taşlardan ayırır ve satrancın ruhunu en iyi yansıtan taş yapar.
at, strateji ve yaratıcılığın simgesidir. rakibin beklediği hamleleri alt üst edebilir, beklenmedik anlarda ortaya çıkarak oyunun gidişatını değiştirebilir. onun hareketi, satrancın temel prensibini hatırlatır bize: öngürülemezlik yaratın. at, kuralları aşar, sınırları zorlar ve oyuna bir sanat eseri havası katar.
aynı zamanda at, mücadelenin ve direnişin de sembolüdür. tahtanın en köşesinde bile olsa, bir anda oyunun merkezine sıçrayabilir. bu, satrancın ruhunu yansıtan bir metafor gibidir: hiçbir şey imkansız değildir.
at, satrancın şiirsel yanını temsil eder. onun hareketi, bir şairin kelimeleri seçmesi gibi özenli ve anlam yüklüdür. tahtada bıraktığı iz, bir ressamın fırça darbeleri gibidir. satrancın ruhu, bu yaratıcılık ve özgürlük duygusunda gizlidir.
ki ben "süvari" denmesinin (bazı türki ülkelerde öyle denir) daha uygun olacağını düşünüyorum.
nice: all
|
today
search in topic