liberalizm

ülkemizde şovenist milliyetçilik, siyasal islam ve eski kafa sosyalizmin kuşatması altında varlığını sürdürmekte zorlanan ve gün geçtikçe bozunmaya uğrayan bir fikirdir

bugün amerika'daki avrupa'daki en muhafazakar ya da sosyal demokrat parti bile cem toker'den falan daha liberaldir mesela. güya liberal olduğunu falan iddia eden deva partisi vs. hiç girmiyorum bile.

din sömürücüleri, devlettaparlar ve hayalperest solcuların ortak noktada kesiştiği belki tek nokta da liberalizm hakkında atıp tutmaktır. o nedenle liberalizmi hümanizmi falan savunursan denmedik laf kalmaz.

ancak özgür ve medeni batı toplumunun temel taşı da liberalizmdir. bizim toplumumuz da ancak bu ideolojiyi özümseyince ilerleyebilecek. öteki türlü şimdiki gibi ucuz kimlik siyaseti ve populizmle patinaj çeker durur.

peki bizim milletçe özümsenmedi derseniz de içimize işlemiş teba olma duygusu, vatanaşlık bilincine sahip olamayışımız denebilir.

türk halkı osmanlı döneminde kendi kişisel hak ve özgürlükleri için hiçbir düşünsel çabada bulunmadığı için ülkemizde karşılık bulmayan bir ideolojidir.

geçmişte tanzimat fermanı, sened-i ittifak, ıslahat fermanı gibi olaylar belli başlı hak ve özgürlükler sağladıysa da bunlar da batı toplumunun baskısı ve azınlıklar vasıtasıyla kazanılmış haklardır. sonrasında gelen atatürk devrimleri gibi ülke halkının çoğunluğu tarafından bir türlü benimsenmemiştir. bu nedenle özgürlükçü bireyci anlayışın toplum dna'mızda karşılığı yoktur.

bizim insan için kendi hak ve özgürlükleri devletin ona bahşettiği kadardır. insanlarda hep bir devleti yüceltme ve ondan bir şeyler bekleme durumu vardır.
(see: devlet bize bahmiyir)
(see: her şeyi devletten beklemek)
(see: tek millet tek devlet tek din tek bayrak)

böyle bir ortamda iktidar mücadelesi vatan millet sakarya din iman vs. muhafazakar devlettaparlıkla, sol devletçilik arasında geçmiş ve neticede bu iki olguyu sentezleyen akp hegemonyasına girmiştir.