osmanlı devleti'nin son sadrazamı. siyasette "güvercin" ve "şahin" kavramları vardır. şahin kavramı ile iktidarda bulunan unsurların muhaliflerine karşı sert tedbirler aldığı ifade edilir. güvercin kavramı ile de iktidarda bulunan kimselerin muhaliflere olan tavrı şahine nazaran yumuşaktır. vahdettin'in iki meşhur sadrazamı vardır. biri damat ferit paşa; diğeri de tevfik paşa'dır. ferit paşa, muhaliflerini ittihatçı ve vatanı kötü hale düşüren hainler olarak görmüş kah silah yoluyla kah da divanı harpler vasıtasıyla tedip etmiştir. tevfik paşa ise genellikle ferit paşa'nın baskı ile başarılı olamadığı dönemde iktidara gelmiş ve muhalifleri yumuşak bir şekilde başarısızlığa sürüklemeye çalışmıştır. mesela 1921 yılındaki londra konferansı'nda tevfik paşa tbmm'ye lider kendilerinin olduğunu göstermeye çalışmıştır ama başarılı olamamıştır. aynı şekilde, milli mücadele başarıya ulaştıktan sonra saltanat ve istanbul hükümetinin akıbeti konuşulduğu vakit, kendi hükümetinin ankara ile iyi ilişkileri olduğunu söyleyerek bu süreci atlatmaya çalışmıştır.
böyle olmakla birlikte, istanbul hükümetinin acınası bir durumu vardır. zira itilaf kuvvetleri ve onunla işbirliği yapan gayrimüslim unsurlar vatanın her karışında ve her türlü devlet kurumunda huzursuzluk çıkarmaya gayret göstermiştir. osmanlı devleti'nin egemenlik haklarına halel gelmiştir. örneğin, aralık 1918'den itibaren istanbul başta olmak üzere farklı şehirlerde divanı harpler kurulmuştur. amaç birinci dünya savaşı sırasında yapılan yolsuzlukları araştırmaktır. ancak süreçte mahkemeler amacını aşmıştır. işgalci devletlerin etkisiyle cadı avı başlamıştır. haksız yere tutuklamalar ve yargılamalar yapılmıştır. yine de mahkeme kararları itilaf devletleri için yeterli olmamıştır. neticede baskılardan bunalan tevfik paşa 12 şubat 1919 tarihinde tarafsız devletlere nota yollamıştır.
bu notaya göre, uluslararası bir mahkeme heyeti oluşturulması ve sözde savaş suçlarını türk mahkemesi yerine bu mahkemenin yargılaması istemiştir. istanbul hükümeti öyle bir aciz noktaya gelmiştir ki; kendi yargısına bile güvenememektedir. ancak ironik bir biçimde ingiltere ve diğer itilaf devletleri bu duruma itiraz etmiş; işgalci kuvvetlerin etkisi altında mahkemeler devam etmiştir. ta ki anadolu'daki ulusal direnişin başarıya ulaşmasına kadar.
nice: all
|
today
search in topic