komik degil. dem'in aciklamasi, insan doğasının duygu, nefret ve ofke tarafından yönetilen kaçınılmaz bir baska tezahürü. kolay siyaset... turkiye siyasetcileri, bireyleşememiş kitlelerin ortak duygularına hitap ediyor, erdogan da boyle yillardir, kurtler de; bu, tam anlamiyla türk ve kürt milliyetçiliği gibi kolektif kimliklerin, bireysel aklın özgürleşmesi önünde bir engel olarak kalmasından kaynakli. nefret ve bu gereksiz ciddiyet, tipki videoda konusmaya cabalayan hanimefendi gibi - sivesine vs. dil uzatmiyorum, hanimefendi bombos irkci bir zihin (marksizm maskesi arkasina korku ile siginmis), insanın kendi güçsüzlüğünü ve tutsaklığını perçinleyen tutkuların bir yansıması... 23. ya da 24. yüzyıllarda bile, bu gibi ayrılıkçı söylemler (her soylemin bir de golgesi var) muhtemelen devam edecektir, insanın doğasındaki bu tutkular, evrensel ve zamansız; ve disariya ofke olarak yansiyor. dem parti ve onun tüm eski versiyonları, barışı değil, çatışmayı besleyen bir kimlik inşasına hizmet ediyor, bu hep boyleydi (evet, bahceli de farkli noktada degil; erdogan ise sadece bugunun erk sahibi, saglam temelli bir ideolojisi yok, olsaydi eger, bunca sene, iktidari elinde tutamazdi) ve bu boyle kalacak. bu, bir tür varoluşsal kısır döngü; savaş arzusu, kan tutkusu, barışı anlamaktan ve inşa etmekten aciz bir kimlik dokusuna işlemiş durumda.
gerçek özgürlüge ulasmak icin, bu tutku ve ofkenin farkına varıp, onları aklın ışığıyla aşabilmek gerek. yoksa sonsuzlarca "halklarin kardesligi" de, istedigin kadar "baris" yaz pankartlarina ya da istedigin kadar kara harekati yap, bunlar islevsiz ve sadece kitleleri icinden cikilamaz, daha bogucu cephelere itiyor...
daha sonra editler biraz toparlarim burayi.
nice: all
|
today
search in topic