• ben bu filmi izleyeli henüz bir yıl olmamıştır muhtemelen fakat oyunculuk açısından çok beğendiğim bir filmdi. filmin başrolünü oluşturan nejat işler ve yiğit özşener(evet itiraf edeyim yiğit özşener'i isim olarak hatırlamıyordum şu an google ile baktım, filmdeki ismi dahi aklımda değil zaten) kaybedenler kulübü isimli programın yayını yapan iki radyo yayıncısı. bunların dışında tabi farklı hayatları da var. fakat bana göre filmde en güzel sergiledikleri şey yaşadıkları hayatı pek de umursamadan, önemsemeden yaşamaları, anı yaşamaları. her iki karakterde de bu havayı görüyordum.

    her ne kadar filmin ismi kaybedenler kulübü olsa da bana göre iki karakterin de en azından göz önünde bulunan pek bir kaybedilmiş durumları yok, yahut kaybetmiş durumları. yaşadıkları hayatı bir şekilde eğlence içerisinde, kendilerini mutlu eder şekilde geçirmek isteyen kişileri canlandırıyorlar ki bence bu canlandırmayı filmde mükemmel izlettiriyorlar. özellikle bana göre bunu yiğit özşener çok güzel yapmış.

    filmin beni çeken önemli olayı da radyo olayı, her iki yayıncının da radyo programı ile birbirinden bağımsız insanlara seslenmeleri, onların dertlerine en azından ortakmış gibi görünme halleri oldukça güzeldi. radyo dinlemeyi seven biri olarak bende çok özel bir yere sahip bir filmdir.

    +18 sahneleri de mevcuttur, argo sahneler da vardır, ancak bana göre çok da göze batar şekilde değil. yani bu gibi konuları çok önemsemiyorsanız en azından göze çok batar derecede kötü bir etken değil.

    hayatımda bir kez izledim, bir kez daha izler miyim, muhtemelen evet. ancak üzerinden biraz daha zaman geçmeli.