hiç aşık olmamış birine aşkı anlatmak

görme engelli birine gökkuşağını tarif etmek gibidir.

kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olur.

seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
(see: cemal süreya)

gitar calmak icin kullanilan minik plastik garip nesne.

imkansız hede. olanaksız.

aşk denilen ilüzyon zaten başlı başına bir psikolojik rahatsızlıktır.

ustaların anlatımlarından aşk nedir öğrenirim diye tüm yazıları okudum, bir şey anlamadım. aşkı öğrenmek adına bu topici sonuna dek takip edeceğim.

eksik bir parçan tamamlanmış gibi, hayatın renklenmesi, içinin kıpır kıpır olması gibi. adını telefonda görmenin bile kalbini güp güp attırması, gününe güneş açtırması gibi. ufacık şeylere gülümsemek, yüzünde bazen alık bir ifadenin olması. ve özlemek, özlemek, özlemek...

anlatırım. hani bir futbol maçı vardır ya mahallede ya da bir rekabetçi oyun, çok az kalmıştır kazanmana ve yarışa kaptırmışsındır kendini. ne yemek ne su ne eve gitmek ne anne ne baba. her şey kaybolmuştur hayatında, ve odaklandığın tek bir şey; kazanmak kazanmak kazanmak.