içime baktığım zaman gördüğüm hiçbir şeyi anlamıyordum.
(see: kinyas ve kayra)
-
-
"ölmek bir şey değil. ama yaşayamamak korkunç"
victor hugo - sefiller -
"toplumsal cesaret diğer insani varlıklarla ilişkiye girme cesaretidir - kişinin anlamlı bir yakınlık kurma umuduyla tehlikeye atılabilme yetisi. kişinin kendini, artan bir açıklığı talep eden bir ilişkiye, belli bir zaman süresi içinde yatırabilme cesaretidir.
yakınlık cesaret gerektirir, çünkü risk kaçınılmazdır. ilişkinin bize nasıl etki edeceğini daha baştan bilemeyiz. kimyasal bir etkileşim gibi birimiz değişirse, ikimiz de değişeceğiz.
kendimizi gerçekleştirirken gelişecek mi, yoksa yıkılacak mıyız? emin olabildiğimiz tek şey, eğer kendimizi ilişkiye, iyisine kötüsüne, tüm varlığımızla bırakırsak bundan etkilenmeksizin
çıkamayacağımızdır." rollo may, yaratma cesareti, metis, 2007. -
bazen 'belki gunesli bir gunde veya kalabalik bir gecede' gectigini saniyorsun, ama gecmiyor esasinda; alisiyorsun zamanla.
sabahattin ali -
"bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun."
ursula k. le guin - the dispossessed -
"hepimiz deli doğarız. bazılarımız öyle kalır"
samuel beckett
godot'yu beklerken -
beni anlamıyorlardı...
zararı yok; beni zaten daha kimler anlamadı...
oğuz atay -
kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: yalnız kalabilmek için.
(see: yusuf atılgan) -
dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: umut.
(see: hakan günday) -
"iki insanin birbirlerine en uzak oldugu an, karsi karsiya oturmus birbirlerinin gözlerine bakarlarken söyleyecek tek bir laf bile bulamadiklari andir."
julio cortazar