vito corleone'nin ölüm sahnesi üç film içindeki en iyi ve en doğal sahnedir. portakal kabuklarıyla torununu korkutması, torununun sanki rol icabı değil de gerçekten korkması, vito corleone fenalaşıp düştüğünde torununun gülmesi, suyu dedesinin üzerine sıkması, kameranın tüm bunları karşıdan çekmesi muazzam bir sahnedir.
luca brasi'nin ölüm sahnesinde düşmanlarının luca brasi'nin boğazına iple çökmesi, öldürürken adamın dilinin yanaklarından fırlayacak gibi olması, yüzünün ve gözlerinin kızarması, yüzünün aldığı şekil, luca brasi'nin direnmesi ancak düşmanların buna izin vermemesi de doğal ve gerçekçi bir sahnedir.
michael corleone'nin restoranda polisi ve diğerini vurmadan önceki gerilim, michael'ın yüz ifadesi, ikisini vurduktan 8-10 saniye kadar sonra cesetlerin yavaşça, doğal ve gerçekçi bir biçimde yere düşmesi de güzel detaylardır.
ilk sahnelerde vito corleone'nin yanına gelen karakter, vito'nun gözünün önünde konum değiştirir. ama bu sahneyi çekmez yönetmen. karakterin hareket ettiğini, marlon brando'nun diğer karaktere konumlanmış hareket eden gözlerinden anlarız.
michael corleone'nin hastanede dayak yediği sahne, yani yumruğu yiyişi ve bu darbeden sonra bayılır gibi kendini bırakması son derece gerçekçidir. gerçek hayatta daha önce hiç kavga etmemiş zayıf bir insanın vereceği tepkiyle neredeyse aynıdır.
ihanet eden bir adamı götürüp şehirden uzak, buğday tarlalarının olduğu yerde, aracın içinde, bir elin silah çıkararak vurması, kameranın bunu önemsiz bir sahneyi kayda alıyormuş gibi çekmesi de teknik bir sahnedir ayrıca.
açılış sahnesi, yani levazımatçının söze "i believe in america" diye başladığı sahne, yoğun, estetik ve erkeksidir. en iyi açılış sahnelerinden biridir. karakterin okuduğu metnin içeriği, ışığın kullanımı, ciddiyet ve benzeri şeyler filmin geri kalanı için bir öngörüye sahip olmamıza sebep olur.
bir oyuncu bir filme ne kadar sirayet edebilirse marlon brando da o kadar sirayet etmiştir the godfather'a. baba deyince çoğu insanın aklına vito corleone gelmesinin sebebi marlon brando'dur. hem marlon brando'nun kendi kariyerindeki en iyi oyunculuğudur bu film, hem de sinema tarihinin en iyi oyunculuğu.
the godfather 1, sadece belli alanlarda değil, neredeyse her konuda ve neredeyse her yönüyle mükemmele en yakın 2 filmden biridir. sanatsallık kalite, sağlamlık, doğallık, gerçekçilik, teknik, felsefilik gibi konularda, üzerine çıkılması zor bir filmdir. bir filmden ziyade, bir sanat eseridir.
nice: all
|
today
search in topic
-
-
nolan batman üçlemesini çekene kadar sinema tarihinin en iyi üçlemesi kabul edilen film serisi.
-
francis ford coppola'nın belirttiği bilgiye göre çekimleri 62 gün sürmüş olan film.
-
bu filmi izleyip de sicilyalı olmak istemeyen var mıdır diye düşünürüm hep