dursun temeli yolda yakalar ve
- ayran de bakalum, der
ayran, der temel. "karun bana hayran" der karşılık olarak. temele dert olur olay, günlerce içi içini yer ve bir gün yakalar dursunu yolda
- kola de bakalum
- kola
- karın benu öptu
- e uymadu da
- ama aslu vardur
-
-
temel ve fadime kışın evde oturmaktadırlar. belediyeden anons gelir: "arabalarınızı yolun soluna çekin, yolun sağ tarafında kar temizleme çalışması olacaktır.". temel hemen arabayı yolun soluna alır. diğer gün yine aynı saatte belediyeden bi anons daha gelir ve bu sefer arabaların yolun sağ tarafına çekilmesini isterler. temel arabayı yolun sağ tarafına çeker. 3üncü gün anons sırasında evde fazla gürültü olduğu için, temel, arabayı yolun hangi tarafına alması gerektiğini duyamaz.
fadime oradan seslenir "bırak, bugün garajda kalsın" -
papağana sormuşlar "neden böylesin?" diye. papağan da sormuş neden böylesin?" diye.
-
küçük ahmet, bakkala öfkeyle sordu:
- neden hep küçük yumurta veriyorsun?
- taşıması , kolay olur da ondan.
ahmet eksik para verip yumurtaları alıp giderken bakkal seslendi:
- ama sen eksik para verdin.
küçük çocuk arkasına dönüp gülerek: " para daha çabuk sayılır da... -
-ula temel, senden polis olmaz. nasıl kaçırdın elindeki azılı hırsızı!
sormayın komiser bey. bir anluk dalgınluğum sebep oldu. üstünde "girmek yasaktır" tabelası bulunan bi yere girdi, arkasından gidemedum! -
öğrencinin biri sürekli yaramazlık yapıyormuş. öğretmen dayanamamış kulağından yakalamış. "bana bak! uslu durmazsan dayak yersin." deyince, öğrenci;
"ben oruçluyum!" der. öğretmen;
"eee oruçluysan ne yapalım?" deyince, öğrenci;
"annem bana sakın bir şey yeme dedi evden çıkarken. eğer bir şey yersem orucum bozulurmuş." -
küçük zeynep annesine;
"bana yeni bebek alsana, anne." dedi. annesi;
"bebeğin var ya kızım; yenisini ne yapacaksın?" diyence, küçük zeynep;
"ben varken, sen kendine yeni bir bebek aldın ya!" der. -
temel, karısı fadime'yi bademcik ameliyatı yaptırmıştı. hastaneden taburcu edilirken, doktor temel'e bazı tavsiyelerde bulunur ve son olarak der ki;
- aslında bu ameliyat gecikmiş, daha çocukken yapılmalıydı.
temel hemen söze girer:
- o zaman faturayı kayınbabamı gönder de, hasabını o ödesun! -
acıkmış olarak eve dönen mehmet annesine,
"akşama ne var?" diye sorunca, annesi;
"saymakla bitmez oğlum" dedi. mehmet;
"güzel, nelermiş bunlar?" deyince, annesi gülümseyerek,
"pirinç pilavı!" dedi. -
doktor, akıl hastasına sorar:
-bir kulağını kesersem ne olur?
-canım yanar.
-ya iki kulağını keserse
-o zaman iyi göremem.
-peki ama niçin? '
-niçini var mı canım? iki kulağımı da keserseniz gözlüğümü nereye takarım?