• okuduğum bir makalede, zekanın tanımı "problem çözmek" olarak yapılıyordu. makale bu konuda son derece ısrarcıydı. bir kaç cümle boyunca ard arda zekanın tanımını "problem çözmek" olarak deklare etti. makale problem çözmenin, zekanın mutlak göstergesi olduğuna inanıyordu. türk insanı için de zeka benzer bir anlam taşımaktadır. matematikte iyi, matematiksel problemleri çözen insan zekidir yargısı hakim. fakat ben zekanın dönemden döneme, yaşanılan yüzyılın ihtiyaçlarına, zamanla değişen kültüre göre daha farklı tanımlandığını düşünüyorum. ancak zeka aslında her zaman aynıydı: zihinsel ve duygusal yetenekleri kullanırken, herkesten farklı bir insan olmanın acısını yaşarken, hiçbir zaman çizgilerden sapmadan iyi ve ahlaklı bir insan olarak kalmak. zekanın bir cümleyle tanımı budur benim için. bu tanım sadece benim için değil, gerçekte de böyledir. daha önce sohbet ettiğim bir kız, bana beynimizin insanı hayatta tutmak için dizayn edildiğini söylemişti. bu şu demek: beyin, zorlukla karşılaştığında hayatta kalmak için her türlü kirli, yanlış ve ahlaksız şeyi yaptırabilecek kadar pragmatik düşünür. aç kaldığımızda paramız yoksa hırsızlık yapmak, yalan söylemek gibi. insanın en güçlü iç güdüsünün hayatta kalmak ve üremek olduğunu biliyorum. ancak insan zaten en ilkel iç güdülerini kontrol edebildiği ölçüde zekidir.

    makale bana zekanın tanımını problem çözmek olarak yapıyordu ancak 21. yüzyılda problemler yasalar sayesinde daha kolay çözülmektedir. kanunlar bizi bir şeyler için problem çözme yeteneğimizin körelmesine sebep oldu. bilim dünyası hızlı problem çözmenin zeki insan göstergesi olduğunu düşünüyor ancak ben buna katılmıyorum. gerçekten çok zeki insanlar, başarısız, depresif, düzensiz bir hayata sahip, öz bakım konusunda yetersiz, takıntıları olan, az arkadaşa ve dar bir çevreye sahip, potansiyeline ulaşıp bir şeyler başarana kadar çoğunluğun aptal olarak nitelediği, gerçektende aptal gibi görünen, farklı, toplumdan çok daha başka bir hayat yaşayan, çoğunlukla fakir ve başarısız insandır. bu insanlar çok zeki olmakla birlikte, etraflarına tutuk bir insan görünümü çizerler. çoğu insan, objektif bir test yapıldığında ortalama çıkacak insanı, gerçekten çok zeki insandan daha zeki zanneder. türkiye toplumunda zeka arttıkça aptal olarak nitelenme ihtimali artar. çünkü toplum çok zeki insanın düşünce ve hareketlerine anlam veremez, anlamakta zorlanır. buna türk halkının ortalama zeka seviyesinin düşüklüğünü eklediğimizde bunun nedeni anlaşılıyor. ancak gerçekten de çok zeki insanların garip hareketleri, takıntıları, insanların anlamakta zorlanacağı düşünceleri, anlamak için 40 fırın ekmek yenmesi gereken sözleri vardır. bu insanlar problem çözmek konusunda bir hayli yavaş kalırlar. çevrelerine tutuk bir görüntü çizerler. bunun sebebi aynı anda bir çok şey düşünmeleridir. çok düşünmek, düşüncelere hakim olamamak, onlarca, yüzlerce düşünce içinde bir kaç tanesini seçmek zaman alır. bu da tutuk bir görüntü çizilmesine ve problem çözmede yavaş kalmaya sebep olur.