muz
entries (336)
-
çocukken zenginlik belirtisi sanılan olgular
-
azalıp yok oluşlarına şahit olunan şeyler
yaşam enerjim adeta gözümün önünde eriyor.
-
yazarların asla vazgeçmem dediği şeyleri
adalet arayışım, haksızlığa karşı dik duruşum. en azından bireysel anlamda.
-
bir türk hastalığı
(see: gösteriş tüketimi)
-
tingo
bu kelime de, yanlış öğrenmediysem, paskalya adasında kullanılan, pascuense diline ait. yine mümkün oldukça çevremizde bunu yapan insan veya insanlar maalesef ki vardır. diyelim ki size ait kıymetli bir kıyafet yahut kitap var. kıramayacağınız biri de ödünç istedi, siz de verdiniz. işte tam olarak ödünç aldıktan sonra yavaş yavaş o eşyayı sahiplenme durumuna tingo deniyor.
aslında çevrenizde bunu yapan ve bir türlü söyleyemediğiniz, utana sıkıla halden hale girdiğiniz biri varsa onu kültürlendirmek maksadıyla hareket edercesine bu sözü öğretip bir şeyler hatırlatabilirsiniz. belki de geri iade eder.
edit: imla. -
toska
rusçaya ait olan bu sözcük, belki de çoğumuzun yahut bir kısmımızın sahip olduğu acıyı nitelendiriyor. anlamı, "açıklanamayan bir hüzün, varoluşsal sıkıntı veya ruhun derinlerinde hissedilen bir acı."
hayatta sürekli olarak geliyor bu his, içimde, ruhumda, bazen vücudumda bir ağırlık geliyor adeta yaşama isteğine karşı gelen bir ağırlık, yaşamak hissi ruhuma ve vücuduma bazen çok ağır geliyor. -
evde sıkılmadan vakit geçirebilmek için yöntemler
(see: ip sözlük) yazarı olmak.
yazmak için yazmıyorum gerçekten sevdim, gecenin şu saati uykum kaçması sebebiyle yazıyorsam gerçekten seviyorumdur. gerçekten kelimesini pekiştirmek anlamında kullanmadım. -
yaşıyorum bu hayatı diyebilmek için gerekli şeyler
bir milyon dolar, bir evcil hayvan, doğayla iç içe bir yaşam sunan bir müstakil ev.
-
bir kadınla tartışırken haklı çıkabilen erkek
karşıdaki kadın rasyonel biriyse oldukça doğaldır.
-
200 km hızla giderken dinlenecek şarkılar
ne şarkı dinlendiğinden de önemlisi, 200 km hız ile giderken şarkı değiştirmemek mühimdir.
-
muhatap olmak
aslında bu sözcük çoğunlukla olumsuz anlamda kullanır. ne bileyim işte "muhatabım değilsin" gibi. muhatap sözcüğüne bu sebeple fazla bir olumsuz bakıldığı düşüncesindeyim. halbuki muhatap kelimesi zaten anlam olarak özetleyecek olursak, "diyalog halinde olduğumuz kişi." demektir.
muhatap olmak aslında biriyle konuşmak, diyalog kurmaktan ibarettir. hepsi bu. ama elbette ki her şeyden önce, mümkün oldukça muhataplarımızı iyi seçmemiz gerekiyor ki, "muhatap olmak" güzel, iyi anlamda kullanılabilsin.
dipnot olarak da belirtmek gerekirse bazen özellikle konuşurken "muhattabım değilsin" denir, iki t ile söyleniyor. onun da doğrusu muhatabım değilsindir. t harfi bastırılıp iki kez kullanıldığında bir şey pekişmiyor olmuş, aksine yanlış şekilde kelime kullanılmış oluyor. -
tahammül edilemeyen şeyler
adaletsiz davranışlara karşı mümkün oldukça kendimi tutamıyorum, karşımdakinin konumunu o an pek gözüm görmüyor, algılayamıyorum, yahut algılasam dahi umursayamıyorum. mobbing gibi davranışlara da gelemiyorum, sesimi çıkartırım, çıkarttım, çıkartmaya da devam edeceğim. her ne kadar sözde yeri geldi mi "geçimsiz" olarak nitelendirilsem de, haksızlık varsa "eyvallah" deyip geçemiyorum.
-
onun olduğu her filmi izlerim denilen oyuncu
çok büyük laf, ben bu lafı edemem. bir oyuncuyu ne kadar seversem seveyim onun bulunduğu her filmi izlerim diyemem, konusu, filmin sunmaya çalıştığı her şeyden önce gelir benim için.
ama yine de, haluk bilginer, ali atay, nejat işler gibi oyuncuları severim. bu gibi oyuncular filmde varsa ilgimi cezbeder. -
kaliteli hayat sürmek isteyenlere tavsiyeler
sevdiğiniz birkaç insanla çekilip diğer tüm insan ve insanlardan uzaklaşmak. insanlar arasına karıştıkça işler daha da karmaşık hale geliyor.
-
yazarların ip sözlük'te yazma amacı
bir çeşit duygu, düşünce, arzuları dökme biçimi. muhtemelen yazmazsam çıldırma noktasına gelirdim.
yeri geliyor şiir yazıyorum, yeri geliyor düz yazı yazıyorum. kendimce bu dünyada doğru olmayan şeyleri haykırma çabasındayım. ip sözlükte de, genel olarak da yazmak sebebim bu.