hayatımda henüz o denli bir döneme geçiş yapamadım, daha öncelikli arzularım var.
entries (355) - page 9
-
kadın peşinde koşmayan erkek
-
restoranlarda ramazan menü fiyatlarının uçması
sürekli her yerde serbest piyasa diye diye fiyatlar ebesinin nikahından allahu ekber dağlarına kadar ilerlemeye başladı. bunlara dur deniyor mu bilmiyorum, sözde bir şekilde bir kontrol mekanizması var. ama neye göre kontrol yapılıyor, fahiş fiyat görünce, nasıl işlem uygulanıyor bilemiyorum. umarım birileri bir yerlerde bu gibi durumlar karşısında gerçekten gereken ne ise yapıyordur.
-
yazarların yeni yıl hedefi
yeni yılın yalnızca takvimde değişen bir sayı olmasından dolayı pek de umursamıyorum, hayallerimi yeni yıla değil, düşüncelerimin değişimine göre ayarlıyorum o kadar. bu sebeple yeni yıla ilişkin bir hedefim yok. muhtemelen olmayacak da.
ancak uzun süredir gerçekleşmesini istediğim arzum şu ki, mümkün oldukça çevremde az insana ihtiyacım kalması amacıyla, bu planıma yetecek bir miktar para bulmak. sonra da bu parayla kendimi insanlardan soyutlayabilecek bir yere yerleşmek, sıkılana bıkana dek de o yerleşim alanından çıkmamak. -
müptelası olunan sözler
"hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. allah bilir, siz bilmezsiniz."
bakara suresi, 216. ayet -
insanı değiştiren şeyler
hata üstüne hata yapıp, hata koleksiyonu sahibi olmak.
-
üniversitede en keyif alınan ders
(see: erkan iznik) hocadan kültür tarihi
-
diyojen sendromu
deepseek isimli yapay zekadan öğrendiğimi aynen aktarıyorum.
"diyojen sendromu, genellikle yaşlı bireylerde görülen ve aşırı derecede ihmal edilmiş bir yaşam tarzı, sosyal izolasyon, kişisel hijyenin terk edilmesi ve gereksiz eşyaların biriktirilmesi (istifçilik) ile karakterize edilen bir durumdur. bu sendrom, adını antik yunan filozofu diyojen'den alır. diyojen, minimalist ve toplumdan uzak bir yaşam tarzını benimsemiş bir düşünürdü. ancak, diyojen sendromu, filozofun yaşam tarzından farklı olarak, bir tür psikolojik bozukluk olarak kabul edilir."
bir ara bende gereksiz eşyaları biriktirme hali vardı, gerçi bazen halen var, eskisi gibi olmasa da. sosyal izolasyon sanıyorum ki, toplumdan kendini çekercesine bir yaşam şekli, bunu her ne kadar çok istesem de yerleşik hayat içerisinde pek mümkün değil. diğer kısımlar bende olmasa da, anlattığım yönler yönünden kısmen bir diyojen sendromuna yakalanmış olabilirim, belki yani. ya da bomboş bir kuruntu. -
dövme yaptırılası sözler
"nothing is true, everything is permitted."
dipnot: assassin's creed oynayanlar beğendi bile.(şaka şaka) -
favori animasyon filmleriniz
shrek 1 ve 2.
buz devri 1-2-3-4-5
shrek'in yeri ayrı olsa da yalnızca ilk 2 filmi beğenirken, buz devri gerçekten ayrı bir efsane. bana göre her yeni filminde istikrarını korudu. daha iyi animasyon gelir mi bilmiyorum. -
kullanmakta olduğunuz aksesuarlar
açıkçası şu sıralar eğer bere sayılıyorsa sabahları kafama taktığım bere dışında bir aksesuarım yok, gerçi onu da soğuktan korunmak için takıyorum, bu sebeple ne derece aksesuar niteliğindedir bilmiyorum.
bana göre aksesuar, herhangi bir zorunluluk hali olmadan, yalnızca keyif, istek, arzular doğrultusunda kullanılan eşyadır. -
gülhan'ın galaksi rehberi
tv 8 henüz satın alınmamışken, orada bulunan keyifli bir gezi programıydı. gülhan şen sunuculuğunu yapardı ve ülkelerdeki kıpır kıpır anlatımıyla gezi olayını daha keyifli bir olaya çevirirdi. sanırım bir ara trt'nin bir kanalında devam etmekteydi, halen herhangi bir kanalda devam ediyor mu bir bilgim yok. zaten tv8'den sonra pek izlememiştim ben.
-
gassal (dizi)
dizi güzel mi, çok güzel.
izlenilesi bir içerik mi, evet.
benim için bir dizideki en önemli iki faktör bu. neticede bir şekilde izlettiriyor. süresi de kısa, mis gibi. yani velev ki izleyip beğenmediniz diyelim, fazla bir zaman da kaybetmemiş oluyorsunuz.
bana göre dizide, dizinin evvelinde sürekli reklam panolarında "ölünce beni kim yıkayacak" sorusunun asıl temeli, dizideki kişinin yalnızlığından ileri gelmekte. soru bence çokça gereksiz, gerçekçi olmak gerekirse öldüğümde beni kimin yıkayacağını geçtim, cenazeme ne olup olmayacağı dahi pek de önemsemediğim bir soru. bir şey hissedemedikten sonra ne önemi var ki?
mühim olan, ki dizide de bana göre asıl anlatılmak istenen, kişinin hayatında ne kadar çok keyifli anı biriktirebildiği. bir şekilde dünyada biriktirdiğimiz anı kadar yer kaplıyoruz. yahut yaptıklarımız kadar.
yani bir diğer soru olarak, verdiği mesajla da dizi izlenir mi, evet.
izlemeyenlere tavsiyemdir. ha ayrıca son olarak, ilginç bir şekilde çarpık ilişkilerin olmadığı, kimsenin yerli yersiz zamanda birbirini öpüp birbirine atlamadığı bir dizinin popülerleşmesi beni mutlu etti. yerli yersiz, yahut haddinden fazla popülerleştirilecekse bir dizi, bari bu gassal olsun. bu gibi anlamlara ihtiyacımız var. -
şahsiyet (dizi)
haluk bilginer'in dizinin ilk sezonu ile emmy ödülünü hak ederek aldığı keyifli dram türü içeriği.
ilk sezonu ile puhu tv'de yayınlanmaktayken, ikinci sezonu gain platformunda yapıldı. ikinci sezonun duyurusunu görünce de beklentim düşüktü, pek ilk sezon gibi bir şey beklemiyordum, keza öyle de oldu.
bazen böyle sırf hayranları sevinsin diye, yahut hadi ilk sezonu tuttu bir sezon daha tutar diye içerikler yapılıyor ve ne bileyim olmuyor ya. benim kendi düşüncem, seven vardır elbette bir şey diyemem.
tıpkı prison break dizisinin yıllar sonra beşinci sezonu yapılması gibi her ne kadar şahsiyet dizisi 2-3 sene sonra, çok da fazla beklemeden yeni sezon yaptıysa da, bende pek iyi izlenim bırakmadı.
ha söz konusu sadece ilk sezonu konuşacaksak mükemmel içerik. mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. -
ilişki durumunu mesleki bir terimle anlatmak
sistem yok.
-
bugüne kadar kurulmuş en güzel soru cümlesi
hiç şüphesiz ki insanın çaresiz anlarda kurduğu sorular etkileyici olur.
breaking bad'den walter white'ın eşine sorduğu sorunun yeri bende ayrıdır.
"where is the money?"
her ne kadar soru da olsa aslında sonunda soru işaretinden çok ünlem vardır, izleyenler bilir, hatırlar.