(see: tüketim toplumu)
entries (111) - page 6
-
tüketmenin doyumsuzluğu
-
sınai askeri kompleks
sınai askeri kompleks, devlet ile savunma sanayisi arasındaki güçlü ittifaktır ve kapitalizmin en çirkin halini yaratır.
devletin özel sektörle iş birliği içinde sürekli artan askeri harcamalar yapması, bu sektörü siyasetin merkezine yerleştirir.
güvenlik politikalarını şekillendiren bu yapı, ekonomik çıkarlar, lobi faaliyetleri ve silahlanma yarışıyla siyasi sistemi yönlendirir.
bu yapı güçlendikçe demokratik dengeyi sarsarak, kamu yararı yerine sermaye ve güç ilişkilerini pekiştiren bir mekanizma haline gelir.
kapitalizmin savaş ekonomisiyle iç içe geçtiği ve sermaye birikiminin militarizasyon yoluyla sürdürüldüğü bir yapıdır söz konusu olan ve insan için ölümcüldür.
devlet, egemen sınıfın çıkarlarını korumak için savunma sanayisini teşvik eder, askeri harcamaları artırır ve savaş tehdidini sürekli canlı tutar.
silah üreticileri, savaş ve kriz ortamlarını sömürerek karlarını maksimize ederken, bu sistem emekçilerin vergileriyle finanse edilir.
bu süreç, işçi sınıfının kaynaklarının sermayeye aktarılması ve halkın ihtiyaçlarının geri planda atılmasıdır.
bu yapı güçlendikçe militarizm devletin temel politikalarından biri haline gelir.
bu yapının ileri düzeyde egemen olduğu devletlerde (örneğin abd), kapitalist devletin baskı aygıtları (ordu, polis, istihbarat) özel sermayeyle bütünleşir ve savaş bir ekonomik-politik model olarak kullanılır.
edit: ufak tefek düzeltmeler. -
türk medeni kanunu
türk toplumunda cari olacak şahıslar hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku hükümlerini içeren temel kanun.
türkiye cumhuriyetinde ilk defa 17/2/1926 tarih ve 743 sayılı kanun olarak yürürlüğe konulmuştur.
türk hukuk devriminin en önemli adımlarındandır. şeriat denilen arap örf adetinin kaldırılması ve insan hakları ile kadın-erkek eşitliği yönünde atılmış esaslı ilerici bir adımdır.
halihazırda yürürlükte olan 22/11/2001 kabul tarihli 4721 sayılı kanundur.
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf
edit: gbkz verildi. -
re'sen
resen.
kimseye danışmadan, kendi başına karar vererek, kendiliğinden anlamına gelen arapça kökenli kelime.
hukuk terimi olarak, davada hakimin veya mahkeme heyetinin tarafların talep etmesine gerek olmadan kendiliğinden harekete geçerek inceleme yapabilmesi ve karar alabilmesi demektir. -
şeriat
kadim arap din, gelenek, örf ve adeti.
-
mezkur
zikredilen, anılan, bahsi geçen anlamında arapça kökenli kelime.
-
tedbir nafakası
tedbir nafakası, devam eden bir davada talep üzerine ve re'sen mahkemenin tedbir kararıyla hükmedilen geçici bir nafakatürüdür. boşanma kararıyla sona erer veya eş için yoksulluk nafakasına ya da çocuklar için iştirak nafakasına dönüşür.
boşanma davası sürecinde, eşin ve çocukların maddi olarak mağdur olmaması için türk medeni kanunu'nun 169. maddesi uyarınca mahkemece hükmedilir.
mezkur maddeye göre, hakim, "boşanma veya ayrılık davası açılınca, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır."
edit: gbkz verildi. -
hayatın anlamı
yaşamak, anlam yaratma sürecidir. herkes kendi hayatının anlamını yaratmakla sorumludur. kilit kelime budur: sorumluluk!
-
batmakta olan bir ülkeyi kurtarmak için ne yapılır
güneşe bak, doğudan doğacak güneşe bak.
fikret kızılok-hesap vakti -
diyojen
diyojen, antik yunan'da mö 4. yüzyılda yaşamış olan ünlü bir kinik filozoftur.
sinop doğumludur. eğitimini atina'da almıştır.
kinik felsefenin en önemli temsilcilerindendir bu felsefe; erdemi ve doğayla uyumlu, basit bir yaşam sürmeyi, mutluluğu dışsal değil seni değerlerde aramayı içerir. sadelik, basitlik, sosyal statülerin, toplumsal kuralların ve mülkiyetin reddi kinizmin temel görünümleridir.
felsefesi kitaplarında değil yaşamında öğrenilir.
bir keresinde gün ortasında atina'nın merkezinde elinde lamba ile dolaşarak insan arıyorum insan demesi, insanların sahteliğine dönük bir eleştiridir.
yaşadığı fıçıda güneşlenirken, kendisini merak ederek bütün ihtişamıyla ziyaretine gelen büyük iskender'in "dile benden ne dilersen" sözüne karşı, istifini bozmadan, "az kenara çekil, güneşimi kesiyorsun, gölge etme bana başka ihsan istemem" demesi otoriteye ve zenginliğe suratına çarpılmış esaslı bir tokattır. -
insan arıyorum
diyojen güneş tam tepedeyken ve parlak bir yaz günü atina'nın meydanlarında elinde bir lambayla dolaşır ve yüksek sesle bağırarak şöyle der:
"insan arıyorum, insan!" -
yazarların ip sözlük'te yazma amacı
"(see: insan arıyorum), insan!"
-
gibi
türk televizyon dizisi, absürt komedi.
"el vardır, ele olur el.
bel vardır, bele olur bel.
dil vardır, dile olur dil.
göl vardır, göle olur göl.
döl vardır, döle olur döl."
[https://dizipal837.com/series/gibi-c02 https://dizipal837.com/series/gibi-c02] -
avm otoparkında yaya olarak yer kapma
ortadoğu bilgeliği diğer ismiyle yaşamı başkalarına çekilmez kılma sanatı kapsamında, hak yeme temel davranış modelinin çeşitlemesidir.
amfide sabah erken gelip ön sıraya kitap koymak, plajda şezlonga sabahın köründe havlu atmak, kafede tek kişi oturup dört sandalyeyi poşet, kaban, çanta vs. ile işgal etmek, çok kalabalık olan kasada alışverişe devam ederken çocuğunu/arkadaşını sıraya sokmak gibi varyasyonları da bulunur. -
aldatmak
aldatmak, sadece bir eylem değil, bir karakter meselesidir.
insan, verdiği sözün arkasında durabildiği ölçüde güvenilir ve değerlidir. sadakat, yalnızca birine ihanet etmemek değil, kendi ahlaki tutarlılığını da korumaktır.
aldatmak iki tarafı keskin bir bıçaktır. aldatan kişi, başkasını kandırdığını sansa da aslında en büyük zararı kendine verir; çünkü güvenin yıkıldığı yerde, ilişkilerin anlamı kalmaz. bir bağ kurmak emek ister, ama onu yıkmak için tek bir an yeter.
gerçekten seven, kaçamak bahaneler yerine, karşısındaki insana ve kendisine dürüst olmayı seçer.
bir insanın en önemli ilişkisi kendisi ile olan ilişkisidir. hiç kimse kendisini veya bir başkasını aldatan bir insanla ilişki kurmak istemez ve bunda da haklıdır.
aldatan kişi herkesi kandırabilir hatta aldattığını bile ama kendisini kandıramaz. kendisiyle olan ilişkisini böylesine zehirleyen bir insana daha fazla bir ceza vermeye gerek bile yoktur.