• yaşamımı değersizlik hissi ile geçirdim. insanların yanında hep ezildim. istediğim şeyler olmadı, istediğim insanlarla yan yana gelemedim. geldiysem de, onları hep büyük gördüm. başkalarının hayatları, sözleri, yaşadıkları hep büyükmüş gibi geldi bana. kendi yaşadığım hiçbir olayı insanlara çok mühim, değerli ve büyük bir şeymiş gibi anlatmadım. anlatamadım. benim yaşadığım şeyler her zaman küçüktü sanki. sanki ben küçüktüm. başkalarının yanında olmayı hak etmiyormuşum gibi. hayatımı ezik bir insan olarak geçirdim. değersizlik hissi bulaşıcıdır. beni seven insanları da değersizleştirdim. benim olmadığım bir yerde insanlar istedikleri gibi ağzını açabiliyorken, ben varken başkalarına karşı bazen suspus oluyorlardı benim gibi. sizin teriminizle, ezik, sünepe ve korkaktım. tüm bunlara rağmen maneviyatımı, ahlakımı ve değerlerimi asla bırakmadım. her zaman mütevazı, ince, efendi, ahlaklı bir insan oldum. insanlara manevi olarak yardım edip yanlarında oldum. yaralarını sarmaya çalıştım. değerlerimi her yerde yaşattım. her zaman iyi bir insan oldum. bir kızı beklentisiz ve koşulsuz sevdim, duygularımla oynadı. haksızlık yapmamaya, adaletsiz ve liyakatsiz olmamaya çalıştım.

    değersizlik hissi çocukluğumdan geliyor. babam nefret, öfke ve hınç dolu bir insandı. nefretini, öfkesini ve hıncını kusardı bana. dayak yemekten daha kötüydü. ölürdüm bana bağırırken. kendimi değersiz, işe yaramaz, gereksiz bir insan olarak hissettirdi hep. ağzımı açıp da bir kelime edemedim babama. hep aşağıladı. sonunda da değersizlik hissi kaldı bana. ne yaparsam yapayım gitmiyor bu his. bu hissin en kötü tarafı ne biliyor musunuz? değersizlik hissi yaşadığım için davranışlarım da o oranda oluyor. etrafımı da değersizleştiriyorum. bence değersizlik hissi yaşayan insanlar bir dernek kursun, birbirleriyle arkadaş olsunlar.

4 more entries