entries (346) - page 22

navigate to the topic list
  • sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar

    hazzın bilimi - paul bloom.

    önce eser, sonra eser sahibini yazmak istedim. zira esere sahibinden önce önem veririm.

  • yazarların en sevdiği diziler

    önce yerlilerden başlayayım. kurtlar vadisi, deli yürek.
    yine yerli olarak, komedi sevenlere ayak işleri, dünya bu, on bin adım isimli diziler, gain platformundan izleyebilirsiniz.
    blutv'de yer alan çıplak dizisi, yalnız sadece birinci sezon, ikiyi pek sevemedim.
    tabii platformundan gassal.

    yabancı olarak, breaking bad. prison break ilk 4 sezon, zira sonradan çekilen 5. sezonu beğenemedim.
    gain platformundan ramy.
    prime videodan ulaşabileceğiniz the office. amerikan versiyonu. gerçi ingiliz versiyonu orada var mı zaten hatırlamıyorum.

  • yazarların film tavsiyeleri

    quentin tarantino'dan rezervuar köpekleri, muazzam bir suç filmi. aşırı keyifli, 4k ile sunulsa bu kadar hissetmezdim o ortamı izlerken. beni tarantino'nun filmlerine bağlayan filmdir aynı zamanda.

  • ip sözlük mobil uygulaması

    bugün duymakta olduğum en keyifli haber buydu, öncelikle teşekkür ediyorum ip sözlük yönetimi. gerçekten mobil uygulama çok önemli günümüzde, çünkü ben her ne kadar eski bir bilgsayar kullanıcısı da olsam, telefondan bir şeylere ulaşıp bir şeyler yazmak artık daha kolay geliyor. uzun da yazsam kısa da yazsam bunu telefondan yazmayı tercih ediyorum, heyecan ve merak içerisinde uygulamayı bekliyorum.

  • counter strike global offensive

    bu oyun, counter strike 2 olana dek oynuyordum, 2 olduktan sonra güncelleme yapayım dedim yaptım, sonra bir baktım ki artık bilgisayar kaldırmıyor. ben de haliyle oyunu silmek zorunda kaldım. maalesef benim anılarım da cs: go'da öylece kaldı ve gitti. gün gelir belki iyi sisteme sahip bilgisayar alırım ancak o gün geldiğinde de ne denli bu oyunu oynarım yahut ne denli bu oyunu oynayan kalır bilmiyorum. ancak bu oyunun bende çok değerli bir yeri vardı. gerçi counter strike zaten internet kafe kültüründen gelen birçok kişi için de değerli bir yerdedir. özellikle 2005-2006'dan 2012-2013'e dek internet kafede hayatını geçirenler için böyledir diye düşünüyorum. severek oynuyordum, internet kafede genelde 1.6 sürümünü oynardım, haliyle o zaman henüz cs: go yoktu. assault haritasında falan oynardık arkadaşlarla. sonrasında tabi herkesin evine bilgisayar, en azından bir miktar oyun kaldıracak sistemli özellikler de girdikçe, artık ben oyunları evde oynar oldum. cs: go serisini oynamaya da açıkçası ben pek erken başlamadım. bu seriyi 2017-2018'den sonra oynamaya başlamıştım ben, üniversiteden sonra. dust 2'ye bayılırdım. anılarım depreşti birden, oynayanlara, oynamış olanlara selam olsun.

  • bir erkeğe en çok yakışan şey

    kişi kendisine neyi yakıştırıyorsa o. çünkü a kişisine güzel giden şey, b kişisine güzel gidecek diye bir durum yok. bu sebeple özellikle yakışan bir şey değil de, kişinin kendisinde beğenip, kendine yakıştırdığı şeydir, ona en yakışanı.

  • nasılsın sorusuna verilecek cevaplar

    nasılsın sorusunu uzun süredir sormam, sebebini şöyle belirteyim. birincisi insanlar her ne durumda olursa olsun genelde bu soruya karşılık samimiyetsiz biçimde "iyiyim" diye karşılık veriyor. halbuki değil. bir diğer konu velev ki sorduğunuz kişinin bir problemi var, o konuya çözüm olabilecek durumda da değilsiniz, çözüm olamayacaksak, ki günümüzde nasılsın sorusunun amacı da genel olarak karşıdaki kişinin sorununu çözümlemek amacıyla sorulmuyor.(istisnalar hariçtir elbette)

    bu sebeple ne nasılsın sorusunu samimi geliyor bana ne de verilen cevap. bu sebeple ben bu soruyu sormuyorum uzun zamandır. ama sorana da normal diyorum, ortalama diyorum. yahut o anki düşüncem ne ise direkt olarak onu söylüyorum.

  • aslan akbey

    kurtlar vadisi dizisinin en derinlikli karakteri sorusunun bana göre cevabı olan kişidir. adeta yaşayarak oynuyordu rolünü. diyalogları, raconları, efsaneydi. zaten dizi bence polat alemdar karakterinin de öncesinde aslan akbey üzerine kurulu. bu sebeple dizinin en derinlikli karakteri diyebilirim.

  • torschlusspanik

    yine yeni öğrendim bir sözcük. böyle farklı kelimeler öğrenmeyi fena halde seviyorum. bu almancaya ait olan kelime de anlam olarak "yaş ilerledikçe fırsatların kaçtığı hissiyle yaşanan panik." anlamına geliyor.

    henüz 27 yaşında olan biri olarak bu hissi çok yaşamadım belki birkaç durumda, ama çok değil, ama yaşı ileride olan insanlarda çokça olmuştur diye düşünüyorum.

  • sonder

    henüz az önce öğrendiğim bir kelimeyi sizinle paylaşmak istiyorum, ingilizcede bulunan bir kelime olan sonder, "sokakta yürürken ya da bir kalabalıkta fark ettiğin herhangi bir yabancının, seninki kadar karmaşık ve derin bir hayatı olduğunu idrak etme hissi." anlamına gelmekte imiş.

    tam bir edebi roman yazımında yahut şiir dizesinde kullanılabilecek bir kelime.

  • hayatın anlamı

    hayattaki anlam arayışınıza göre değişecek olan şeydir. zira bireysel olarak baktığımızda anlam arayışları odaklanan yaşam amacına göre değişecektir, yalnızca evrensel bir amaç belirlemek oldukça zordur. gelmiş geçmiş bütün düşünürler, filozoflar da belki bu amaç doğrultusunda çalışmışlar fakat ben yine de bu tarih boyu gelen çaba, çalışma sonucu, "hayatın anlamı budur" denilebileceğini düşünmüyorum, düşünemiyorum. özellikle bilgi çağında, güncel bir çağ içerisinde. belki de iş biraz da bundadır, güncel kalabilmek, güncelliği yakalayabilmektedir. en azından yaşamakta olduğumuz dönem bunu gösteriyor, bunu gerektiriyor diye düşünüyorum.

  • super mario

    yalnızca bir tesisatçı olmakla kalmayıp aynı zamanda prenses peşinde koşmasıyla nam salan, adeta tarih kokan bir oyun karakteri. atarilerde bu karakteri oynayıp da bu başlığı okuyanlar bir miktar maziye gidip gelmiş olabilirler şu an.

  • ezio auditore da firenze

    assassin's creed 2 oyunu ile hayatımıza giren, bununla birlikte serinin devam oyunları, assassin's creed brotherhood ve assassin's creed revelations oyunlarında da karşımıza çıkan, benim için oyun dünyasının gelmiş geçmiş en karizmatik karakterlerinden biridir. karakter ayrıca seri için de çok önemli bir yerdedir, zira karakteri doğumundan itibaren görmüş olmak, karakter ile istemsiz bir bağ sağlıyor. acısını, sevincini, her anını birlikte yaşıyor, görüyor, oynuyoruz.

  • kibir ve özgüven arasındaki fark

    kibir direkt olarak kendini bir konuda, bir alanda büyük görmek olayı. özgüven ise yine bir konuda yahut bir alanda onu yapabileceğine dair kişinin kendine duyduğu güvendir. özgüvenli olmak, olması gerektiğinden fazla olmadığı sürece kişiye olumlu etkiler sunar. fazla özgüven hali ise kişiyi olur olmadık yanlışlara götürebilir. ve hatta bana kalırsa kişinin olması gerektiğinden fazla özgüven sergilemesi de kibre yol açar.

  • youtube premium

    kullanmakta olduğum premium uygulamalar arasında bana göre en faydalısı. reklam görmüyorum, youtube müzik uygulamasını dilediğim gibi kullanabiliyorum. arka planda kullanabiliyorum falan. bence gayet iyi, fiyat performans. zaten en yaygın kullandığım sosyal medya uygulaması da youtube.

« / 24 »