hayat muavini

pandami müzik tarafından kısacık da olsa yapılan hoş bir eser, evvelinde ibrahim tatlıses'in eseridir, daha da evvelini bilemiyorum.

hoş bir müzik olmanın yanı sıra, ayrıca bir çaresizlik nidasıdır.

şu tayin işim olsun, bir an önce gideyim buralardan, bir ay önce, hatta bir-iki hafta içinde falan, en en en kısa zamanda.

funeral march, chopin

ben hep ramazan bayramı diye öğrendim, öyle kullandım. şeker bayramı ülkenin hangi bölgesinde çok kullanılıyor bilmiyorum, kişi ailesinden yahut çevresinden nasıl öğreniyorsa öyle kullanıyor neticede, çok da önemli bir olay değil.

acaba bu bayramda ip sözlüğe dair yeni duyurular, yeni özellikler vs gelecek mi bir planınız var mı?

bayram, yani ramazan yahut kurban bayramı gibi bayramlar netice olarak geleneksel kutlamalar ve bu gibi kutlamaların anlamlı olması için birlik, beraberlik gerekir, aile gerekir. tek yaşasam pek bayramda olduğum hissi olmazdı. yahut arkadaşlarımla olsam da pek bayram gibi olmazdı galiba. ya aile ya akrabalar olmalı bir şekilde, diğer türlü bayram, bayram olmuyor.

hepinize keyifli, mutlu, güzellikler içinde bir bayram geçirmenizi dilerim. ekonomik anlamda iyi durumda, sağlıklı, sıhhatli şekilde.

muhtemelen evde geçecek. oyun oynarım, dizi falan izlerim işte. gibi izlerim belki. bir moladır neticede, güzel bir süreç.

henüz bugün öğrenmiş olduğum bir sokrates sözü, müptelası oldum diyebilirim duymakla beraber.

"bir insanın onsuz yapabileceği ne kadar çok şey vardır."

"türkiye liginin namağlup tek şampiyon unvanını, bugün galatasarayı yenerek de devam ettirmiş olan takım" taraftarı olmaktır.

kurban bayramı ile ramazan bayramı arasında, bana göre buruk olanı ramazan bayramıdır.

neticesinde 30 gün yahut 29 gün kendini alıştırdığın bir oruç tutma, bir nefis terbiyesini genel manada bıraktığın bir ay. ha normalde kişinin elinde, dileyen yine yapar ancak, ne kadar yapılabilse de ramazan ayındaki gibi tarifi zor hava olmuyor bana göre.

yine de aksilik olmazsa ramazan sonrasında da bazı bazı oruç tutmaya devam edeceğim.

herkese ve özellikle de bayram olarak görenlere, hissedenlere şimdiden hayırlı bayramlar.

küçük yaşlarımdan bu yana favori çizgi filmlerimden biridir, halen tv'de yahut youtube'da, artık nerede denk gelirsem böyle izlerim. bir de sevdiğim detayı aktarmak istiyorum, bu çizgi filmin yapım şirketi olan hanna-barbera yapım şirketinin aynı zamanda jetgilleri de yapması bambaşka bir olay. zira taş devri ile insanlığın belki de bilinen(?) en eski dönemini anlatırlarken, jetgiller ile henüz erişemediği dönemi anlatmıştır, esprili bir dille.

bisiklete küçük yaşımdan bu yana ilgim olsa da sürmeyi dahi bilmiyorum, bilsem muhtemelen hafta sonları canım sıkıldığında sürerdim. tabi önce bir bisiklet alırdım.

toplum olmadan pek de bir şey yapamazlar, kendi düşünceleri mümkün oldukça yoktur. toplum ne derse onaylarlar, kabul ederler. toplumun doğru dediğine doğru, yanlış dediğine yanlış der, en önemli kilit noktası da sorgulamaz.

bir defasında oldukça haklı olduğum bir durumda, tek sözde haksız(!) tarafı alt-üst ilişkisinden kaynaklı olarak farklı bir durumum vardı, çevremdeki insanlar da özür dilemem gerektiğini söylediler, özür değil de kusura bakmayın demiştim yalnızca. alt-üst ilişkisi deyin, artık ne denirse, kusurum olduğunu da düşünmüyorum halen ama sadece söylemek için söylemiştim işte.