most liked (110) - page 3

navigate to the topic list
  • ip sözlük entry girme kuralları

    adeta (see: yusuf miroğlu) yasaları gibi keskin çizgileri olan bir yasadır. bu değerli sözlük, bu yasalar etrafında şekillenecek ve büyüyecek diye hissediyor, arzu ediyorum.

  • nello

    henüz deneyimlemedim ancak kahve dünyasının (see: gofrik) çikolatası sonrası bunu da şu an görüp merak ettim. ilk denk geldiğim fırsatta unutmazsam deneyimleyeceğim bu ürünü.

  • ansızın gelen sorgulamalar

    hayatın içinde bir anda aklımıza takılan ve bir süre sorgulamamıza sebep olan soru yahut sorular silsilesi.

    benim gün içinde sürekli kafamı kurcalayan soru var son zamanlarda. o da bu hayatı ne amaçla yaşıyor olduğum. henüz cevabımı tam anlamıyla bulamadım.

  • re'sen

    hukuki anlamda bir örnekle tanımı şekillendirmem gerekirse şöyle diyeyim, örneğin ceza mahkemesinde bir şahsın yakalaması var yahut günsüz zorla getirme emri düzenlenmiş diyelim. şahıs yakalandığı gün yahut günsüz ihzar ile ilgili kişinin getirildiği gün duruşma zaptının açılması durumuna "resen celse açılması" adı verilir. bu da bir not, günlük hayatta nerede işinize yarar ise artık.

  • elif eylül

    aynı zamanda dizinin hayran kitlesi tarafından sahneleri geçilen karakterdir kendisi, evet ben de bazen geçiyorum. (see: elif eylül)

  • aslan akbey

    kurtlar vadisi dizisinin en derinlikli karakteri sorusunun bana göre cevabı olan kişidir. adeta yaşayarak oynuyordu rolünü. diyalogları, raconları, efsaneydi. zaten dizi bence polat alemdar karakterinin de öncesinde aslan akbey üzerine kurulu. bu sebeple dizinin en derinlikli karakteri diyebilirim.

  • hayatın anlamı

    hayattaki anlam arayışınıza göre değişecek olan şeydir. zira bireysel olarak baktığımızda anlam arayışları odaklanan yaşam amacına göre değişecektir, yalnızca evrensel bir amaç belirlemek oldukça zordur. gelmiş geçmiş bütün düşünürler, filozoflar da belki bu amaç doğrultusunda çalışmışlar fakat ben yine de bu tarih boyu gelen çaba, çalışma sonucu, "hayatın anlamı budur" denilebileceğini düşünmüyorum, düşünemiyorum. özellikle bilgi çağında, güncel bir çağ içerisinde. belki de iş biraz da bundadır, güncel kalabilmek, güncelliği yakalayabilmektedir. en azından yaşamakta olduğumuz dönem bunu gösteriyor, bunu gerektiriyor diye düşünüyorum.

  • mehmet karahanlı

    dizide seyir zevki yüksek olan karakterlerde benim için aslan akbey ile aynı sırayı paylaşır. sahnelerini pek geçtiğimi hatırlamıyorum. gayet ailesi ile normal sohbet ettiği sahneleri bile geçmiyorum.

  • kola

    bu hayattaki en büyük bağımlılıklarımdan biri. şu sıralar sarıyer kola tüketiyorum, bazen kristal kola. ikisi arasında seçim yapacak olursam sarıyer kolayı tercih ederim. fakat bu bağımlılığımı da mümkün oldukça aza indirmeye çalışıyorum.

  • tatile gitmek lüks mü ihtiyaç mı sorunsalı

    önce bunu tatil yapmak ve gitmek olarak ikiye ayırmak gerek.

    tatil yapmak bence kesinlikle ihtiyaçtır, bir şekilde dinlenmemiz gerekir. hani robot değiliz deriz ya klasik, robotun dahi bir şekilde şarjı, pili bir şeyi biter ve dinlenmesi gerekir. bizim de insan olarak bir dinlenme, bir mola süreci almamız gereklidir.

    tatile gitmek ise evet ihtiyaçtır, ama bu ihtiyaç kişiye göre değişir. diğerinin pek de kişiye göre değiştiğini düşünmüyorum. zira her insan bir şekilde tatil yapmak ister. dinlenmek ister. fakat tatil için bir yerlere gitmeyi herkes istemez. ben şahsen tatile gidince yorulduğumu düşünen biriyim. özellikle de kalabalık bir alana gittiysem oradaki kalabalıklık hali beni yorar. bu sebeple tatilimi evde geçirme kafasındayımdır genelde. ha bunun dışında elbette yine bir yerlere gidilir. ama illa ki bir yere gideceksem bu sessiz, sakin bir yer olursa tercihimdir.

  • araba kullanmaya yeni başlayanlara tavsiyeler

    ben araba kullanmayan biriyim fakat kullananlara yahut özellikle yeni kullananlara tavsiyem, lütfen yayalara yol verin ya. çok zor bir şey değil. ayrıca, yayalara yol veren araçlara da lütfen hemen korna çalıp durmayın. birazcık beklemeyi öğrenin yolda ya.

  • dermovate saç losyonu

    neden bilmiyorum ama görünüşü bana hep makine yağını anımsatıyor, öncelikle bunu söylemek istiyorum.

    kullanım amacı da, saç derisindeki işte egzama, sedef hastalığı sebebiyle oluşan yaraları önlemek. ben yaklaşık 1-2 haftadan bu yana kullanıyorum. konazol başlığında da belirttim, zaten bu ilaca da konazol ile aynı anda başladım. ikisini de kullandıktan bu yana kafamı fena halde rahatlattıklarını huzur içinde dile getirebilirim. ki öyle bu dermovate ilacını da iki haftada günü gününe kullanmamışımdır. hatta toplasan belki 6-7 gün ancak kullanmışım dur yani, faydasını gördükçe daha da bir günü gününe kullanmaya başladım.

    çok da memnunum, umarım daima faydasını görürüm de şu kafamdaki kaşıntı olayından kurtulurum, ha bir de tabi saç derisindeki kabuklanma olayı. zaten bu anladığım kadarıyla kabukları bir şekilde kırıyor ya da döküyor, bu sayede de kaşınma olayı yüzdelik olarak çok aza iniyor.

    hatta şu an ailemle yaşadığım için, annemin dediğine göre saç dökülmem de azalmış. neticede o görüyordu böyle şeyleri çoğunlukla, onun izlenimi de böyleyse birçok anlamda faydalı olduğuna inanıyorum yani. bakalım uzun süre sonucunda unutmazsam yine buralara bir şeyler yazmaya çalışırım.

  • hayata dair gülümseten detaylar

    bugün tarım kredi kooperatiflerinde alışveriş yapıyor olduğum sırada, bir hanımefendinin, iki tane çocuğa çikolata aldığını gördüm. konuşmalarına hafif bir kulak misafiri olduğumda kadın dedi ki, ablanız olarak size alabilir miyim dedi böyle. ya çok aşırı samimi ve güzel bir davranış geldi bana.

    hani evet günümüzde belki bazı insanlar direkt olarak olumsuz yaklaşıp, yok efendim nereden ablası/abisi oluyor diyebilir. onlara da bir şey diyemiyorum ama bu gibi küçük şeyler hayatın içinden, insanın içini ısıtan mutluluklardır neticede. çocukların da yüzleri güldü, mutlu oldular o an. kadın muhtemeldir ki iyilik yapmanın huzuruyla mutlu oldu. keyifliydi ya böyle bir tabloyu görmek.

    her zaman denk geldiğim bir durum olmadığından sebep paylaşmak istedim.

  • istanbul'da yaşamak

    çok büyük bir olay olmadıkça asla ama asla yaşamak istemediğim hatta seyahat etmek dahi istemediğim bir şehirdir istanbul.

    bilmiyorum da bana özellikle yüz ölçümü ile kıyaslayınca orada çok ama çok fazla, gereğinden fazla insan varmış gibi geliyor nüfusa kıyasla. istanbul gerçekten çok ama çok kalabalık, insanlar tam olarak ne arayışındalar da çareyi istanbul'a gitmekte buluyor anlamıyorum. kira fiyatlarını görüyorum, yaşanacak gibi değil. hangi anlamda kıyaslarsan kıyasla, en azından 100-150 bin tl arasında kazancın yoksa her ay sabit şekilde, bence istanbul'da yaşamak çok büyük hüsran olur.

  • şu anda çalan şarkı

    baktım ve gördüm ki 5 mart'ta da evrencan gündüz'den yalnızlar rıhtımını dinlemişim.

    aradan geçen yaklaşık 1.5-2 aylık süreçte bir şey değişmedi.

    yine, yalnızlar rıhtımı - evrencan gündüz.

    belki de asıl değişmeyen şey yalnızlıktır ve belki de yalnızlığıma çok bağımlıyımdır.

« / 8 »